oynamak

[fiil] [nesnesiz] Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
OYNAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
OYNAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
aldatmak
başarmak
değişmek
devinmek
eğlenmek
gerdan kırmak
göbek atmak
hareket etmek
hora tepmek
karıştırmak
kımıldamak
kırınmak
kıvırmak
kumar oynamak
kurcalamak
küçümsemek
rol yapmak
şıkır şıkır oynamak
tebelleş olmak
titremek
yarışmak
yıpranmak
HECELEME
oy-na-mak
OYNAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [nesnesiz] Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmakÖrnek: Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. [Hüseyin Rahmi Gürpınar]
  2. [fiil] Kımıldamak, hareket etmek
  3. [fiil] [-le] Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak
  4. [fiil] Bir film, oyun vb.nde rol almakÖrnek: Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı. [Yusuf Ziya Ortaç]
  5. [fiil] Film gösterilmekÖrnek: Bu akşam televizyonda hangi film oynuyor?
  6. [fiil] Tiyatro eseri sahneye konmakÖrnek: Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış. [Memduh Şevket Esendal]
  7. [fiil] Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmekÖrnek: Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim. [Peyami Safa]
  8. [fiil] Sarsılmak, yeri değişmekÖrnek: Depremde yapı oynadı.
  9. [fiil] Sporla ilgili çalışmalara katılmakÖrnek: Tenis oynamak.
  10. [fiil] Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmakÖrnek: Ne oynadığı gazinonun ismini söyledi ne de danslarından bahsetti. [Refik Halit Karay]
  11. [fiil] Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak
  12. [fiil] Değişiklik göstermekÖrnek: Bunların fiyatı iki bin ile üç bin lira arasında oynar.
  13. [fiil] [-le] Tehlikeye düşürmekÖrnek: Benim sağlığımla oynama.
  14. [fiil] Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek
  15. [fiil] [-le] [mecaz] Rastgele yön vermek, aldatmakÖrnek: Talih bizimle oynuyor.
  16. [fiil] [-le] [mecaz] Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmakÖrnek: Koca adamla oynamaya utanmıyor musun?
  17. [fiil] [mecaz] Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak
  18. [fiil] [mecaz] Değiştirmek, bozmak, tahrif etmekÖrnek: Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. [Necati Cumalı]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: