çalkanmak
[fiil] [nesnesiz] Çalkama işine konu olmak
ÇALKANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alev almak
- alevlenmek
- aslan kesilmek
- aşka gelmek
- ateş almak
- ateş kesilmek
- ateşlenmek
- ayranı kabarmak
- azmak
- baharı başına vurmak
- başında kavak yeli esmek
- başında kavak yelleri esmek
- canlanmak
- cezbelenmek
- cezbeye tutulmak
- coşkulanmak
- coşkunlaşmak
- cümbüş yapmak
- çağlamak
- çalkanmak
- dağıtmak
- duygulanmak
- elektriklenmek
- eli ayağı titremek
- esrimek
- fayrap etmek
- feleği şaşmak
- galeyana gelmek
- gaşyolmak
- gayrete gelmek
- gayretlenmek
- gözüne hiçbir şey görünmemek
- hararetlenmek
- helecanlanmak
- heyecan duymak
- heyecana gelmek
- heyecana kapılmak
- heyecanlanmak
- heyheyler geçirmek
- heyheyleri tutmak
- heyheyleri üstünde olmak
- hislenmek
- hislerine kapılmak
- içi hop etmek
- içi içine sığmamak
- içi kabarmak
- içi kalkmak
- kabına sığmamak
- kalbi çarpmak
- kanı kaynamak
- kendinden geçmek
- kendini tutamamak
- kızışmak
- kükremek
- mütehassis olmak
- şaha kalkmak
- şahlanmak
- şevke gelmek
- şımarmak
- taşmak
- tepinmek
- vecde gelmek
- vidaları gevşemek
- yüreği çarpmak
- yüreği kalkmak
- adım adım gezmek
- akmak
- aşağı yukarı yürümek
- avare dolaşmak
- aylanmak
- çalkanmak
- çalmak
- çevrinmek
- devretmek
- doksan kapının ipini çekmek
- dolanmak
- dönelemek
- dönmek
- dönüp dolaşmak
- dört dönmek
- elini kolunu sallaya sallaya gezmek
- fır dönmek
- gezelemek
- gezinmek
- gezip tozmak
- gezmek
- harman çevirmek
- harmanlamak
- incelemek
- kırk kapının ipini çekmek
- kol gezmek
- kol vurmak
- kolaçan etmek
- mehtaba çıkmak
- mekik atmak
- mekik dokumak
- önlemek
- piknik yapmak
- piyasa etmek
- salma gezmek
- seksen kapının ipini çekmek
- seyran etmek
- seyran eylemek
- seyrana çıkmak
- sürtmek
- sürtüp durmak
- sürüklenmek
- tavaf etmek
- temaşa etmek
- tur atmak
- tura çıkmak
- turalamak
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- volta atmak
- volta vurmak
- yolculuk etmek
- yollara düşmek
- yortmak
- yürüyüş yapmak
- yürüyüşe çıkmak
- zorlaşmak
- a
- ağza düşmek
- ağzına sakız olmak
- aksetmek
- alıp yürümek
- ayyuka çıkmak
- bulaşmak
- bürümek
- büyümek
- çalkanmak
- çavlanmak
- çıkmak
- dağılmak
- dal budak salmak
- dallanıp budaklanmak
- dallanmak
- dilden dile dolaşmak
- dile düşmek
- dile gelmek
- dillenmek
- dillere destan olmak
- dillere düşmek
- duyulmak
- dünyayı tutmak
- evrenselleşmek
- gelişmek
- genelleşmek
- genişlemek
- güncelleşmek
- intişar etmek
- işitilmek
- kaplamak
- kol atmak
- kol uzatmak
- kök salmak
- laf çıkmak
- laf olmak
- meydan almak
- moda olmak
- otlamak
- oturmak
- rivayet olunmak
- saçılmak
- serilmek
- serpilmek
- sıçramak
- sızmak
- sirayet etmek
- şüyu bulmak
- taammüm etmek
- tevessü etmek
- yansımak
- yaygınlaşmak
- yemek
HECELEME
çal-kan-mak ÇALKANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Çalkama işine konu olmak
- [fiil] Deniz, göl dalgalanmakÖrnek: Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır.
- [fiil] [mecaz] Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak
- [fiil] [mecaz] Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmakÖrnek: Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük