atmak

[fiil] [-e] [-i] Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak
ATMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ATMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
abartmak
ateş etmek
bombalamak
boşalmak
boşaltmak
çıkarmak
dikmek
elden çıkarmak
ertelemek
göndermek
görevden almak
götürmek
içmek
kovmak
savurmak
sepetlemek
soymak
soyunmak
şut atmak
vurmak
yağdırmak
yarışmak
yıpranmak
yok etmek
yüreği çarpmak
HECELEME
at-mak
ATMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [-e] [-i] Bir cismi bir yöne doğru fırlatmakÖrnek: Taşı suya atmak.
  2. [fiil] Bir şeyi yere doğru bırakmak
  3. [fiil] Bir kimsenin ilişiğini kesmek
  4. [fiil] [-e] [nesnesiz] KoymakÖrnek: Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. [Burhan Felek]
  5. [fiil] Rastgele bir kenara koymak
  6. [fiil] [nesnesiz] [-den] UzatmakÖrnek: Vapurdan iskeleye attılar.
  7. [fiil] Bir yerden başka bir yere taşımakÖrnek: Hazır araba varken eşyayı eve atalım.
  8. [fiil] [nesnesiz] Sille, tokat vurmak
  9. [fiil] [nesnesiz] Top, tüfek vb. silahları patlatmak
  10. [fiil] [nesnesiz] Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmakÖrnek: Ona üç kurşun attı, vuramadı.
  11. [fiil] [-e] [nesnesiz] Geri bırakmak, ertelemekÖrnek: Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.
  12. [fiil] ÖrtmekÖrnek: Sırtına bir şal attı.
  13. [fiil] Yapılmış kötü bir işi birine yüklemekÖrnek: Suçu onun üzerine attılar.
  14. [fiil] [-i] [-den] Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak
  15. [fiil] [-i] İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmakÖrnek: Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.
  16. [fiil] [-i] Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmekÖrnek: Şapka inkılabıyla fesi attık.
  17. [fiil] [-i] Çıkarmak, dışarıya vermekÖrnek: Yabancı cisimleri vücut atar.
  18. [fiil] [-i] Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmakÖrnek: Köprüyü dinamitle attılar.
  19. [fiil] [-i] Yay ve tokmakla ditmek, kabartmakÖrnek: Pamuğu atmak.
  20. [fiil] [nesnesiz] Çatlamak
  21. [fiil] [nesnesiz] Yırtılmak
  22. [fiil] [-den] Yapışık olduğu yerden ayrılmak
  23. [fiil] [nesnesiz] Kalp, nabız vurmak, çarpmakÖrnek: Kalbi hızlı hızlı atıyor.
  24. [fiil] [-i] Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmakÖrnek: Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.
  25. [fiil] [-i] [-den] Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak
  26. [fiil] [-i] Değerini eksiltmek
  27. [fiil] [nesnesiz] Göndermek, yollamakÖrnek: Mektup atmak.
  28. [fiil] [-den] Terk etmek
  29. [fiil] [argo] GötürmekÖrnek: Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. [Attila İlhan]
  30. [fiil] [nesnesiz] [argo] SöylemekÖrnek: Gazel attı.
  31. [fiil] [nesnesiz] [argo] Yalan veya abartmalı söz söylemekÖrnek: Gene atmaya başladı.
  32. [fiil] [nesnesiz] [argo] Bilmeden, kestirerek söylemekÖrnek: Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.
  33. [fiil] [nesnesiz] [teklifsiz konuşmada] İçki içmekÖrnek: Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. [Nazım Hikmet]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: