başını ağrıtmak
[isim] Gereksiz sözlerle birini bunaltmak
BAŞINI AĞRITMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BAŞINI AĞRITMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağız açmak
- ağız açtırmamak
- ağız kalabalığına getirmek
- ağız kullanmak
- ağız yapmak
- ağız yaymak
- ağzı oynamak
- ağzına geleni söylemek
- ağzında yaş kalmamak
- ağzını açmak
- aklına geleni söylemek
- bahis açmak
- bahsetmek
- başını ağrıtmak
- beyanat vermek
- bir şey söylemek
- boşboğazlık etmek
- cart cart ötmek
- caz yapmak
- cevher yumurtlamak
- çan çan etmek
- çan çan konuşmak
- çan çan ötmek
- çene çalmak
- çene yormak
- çenesi açılmak
- çenesi durmamak
- çıkarmak
- çıtır çıtır konuşmak
- çok söylemek
- dan dun etmek
- değinmek
- demeç vermek
- dertleşmek
- dile gelmek
- dili açılmak
- dili çözülmek
- dili durmamak
- dilini tutamamak
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dillenmek
- diskur çekmek
- diskur geçmek
- diyalog kurmak
- dünya kelamı etmek
- edebiyat yapmak
- esmek
- ezbere konuşmak
- fırçalamak
- flört etmek
- genizden konuşmak
- gevezelenmek
- görüşmek
- hasbihâl etmek
- havlamak
- hayran etmek
- hitap etmek
- hoşbeş etmek
- içinden konuşmak
- ihtilat etmek
- iki çift laf etmek
- iki çift söz etmek
- ilişki kurmak
- irat etmek
- kazımak
- kelimeleri tartarak konuşmak
- konferans çekmek
- konferans vermek
- konuşma yapmak
- konuşmaya dalmak
- laf açmak
- lafa boğmak
- lafa tutmak
- lafı uzatmak
- lafını bilmek
- lügat paralamak
- maval okumak
- muhabbet etmek
- nağme yapmak
- name okumak
- nefes tüketmek
- nutuk atmak
- nutuk çekmek
- nutuk vermek
- okumak
- öksürmek
- ötmek
- parlatmak
- patırdatmak
- perdahlamak
- pes perdeden konuşmak
- seslenmek
- slogan atmak
- sohbet etmek
- söylemek
- söyleşmek
- söylev vermek
- söz almak
- söze atılmak
- söze karışmak
- sözü uzatmak
- sözünü bilmek
- su kaçırmak
- su koyuvermek
- tane tane konuşmak
- tane tane söylemek
- tartışmak
- tatava etmek
- telaffuz etmek
- tıraş etmek
- tıraşa tutmak
- tıraşlamak
- ulumak
- uzatmak
- uzun etmek
- veriştirmek
- vıdı vıdı etmek
- vızıldamak
- yâd etmek
- yanşamak
- yârenlik etmek
- yürek tüketmek
- zart zurt etmek
- zevzeklenmek
- zevzeklik etmek
- ardılmak
- asıntı olmak
- balta olmak
- başına bela olmak
- başına dikilmek
- başına ekşimek
- başına kalmak
- başında değirmen çevirmek
- başını ağrıtmak
- başının etini yemek
- batmak
- bela olmak
- bizar etmek
- çamurlaşmak
- çengel atmak
- çengel takmak
- çullanmak
- demir atmak
- demirlemek
- eşiğini aşındırmak
- gölge etmek
- göze batmak
- haram etmek
- huzurunu kaçırmak
- izaç etmek
- kancalamak
- kancayı atmak
- kancayı takmak
- kapısını aşındırmak
- kemirmek
- kene gibi yapışmak
- musallat olmak
- oynamak
- parmağına dolamak
- peşini bırakmamak
- rahat bırakmamak
- rahat vermemek
- rahatsız etmek
- rahatsızlık vermek
- sarkıntı olmak
- sarkmak
- sırnaşmak
- sıvaşmak
- sorun olmak
- taciz etmek
- tacizlik vermek
- takmak
- tedirgin etmek
- tepesinde bitmek
- tepesine dikilmek
- tırmalamak
- tırnak takmak
- tutmak
- yakasını bırakmamak
- yapışmak
- acemileşmek
- ağır gelmek
- akıntıya kürek çekmek
- akla karayı seçmek
- arada kalmak
- baş alamamak
- başı sıkılmak
- başı sıkıya gelmek
- başına iş çıkmak
- başını ağrıtmak
- başını kaşımaya vakti olmamak
- başını kaşıyacak vakti olmamak
- başının derdine düşmek
- batağa saplanmak
- belaya çatmak
- bocalamak
- boyunduruk altına girmek
- buyruğu altına girmek
- canı burnuna gelmek
- canı burnundan gelmek
- çaresiz kalmak
- çekeceği olmak
- dara gelmek
- daralmak
- darda kalmak
- deveye hendek atlatmak
- emeklemek
- engellenmek
- fıtık olmak
- göbeği çatlamak
- göz açamamak
- güç gelmek
- güçlük çekmek
- iki arada kalmak
- iki ateş arasında kalmak
- ikiz doğurmak
- imanı gevremek
- iş başa düşmek
- iş düşmek
- kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- kalakalmak
- kayıt altına girmek
- kedi ile harara girmek
- kendi derdine düşmek
- kendini sıkmak
- kırkından sonra saz çalmak
- kök sökmek
- kulağına kar suyu kaçmak
- kuyruğu sıkışmak
- mahkûm olmak
- mecbur olmak
- meşakkat çekmek
- meşakkate katlanmak
- müşkülat çekmek
- ortada kalmak
- ölüp ölüp dirilmek
- pahalıya mal olmak
- pahalıya oturmak
- sıçmak
- sıkıntı çekmek
- sıkışmak
- sıkıya gelmek
- tıpış tıpış yürümek
- tökezlemek
- uşaklık etmek
- uydulaşmak
- üstüne kalmak
- yumurta kapıya dayanmak
- yumurta kapıya gelmek
- zahmet çekmek
- zoru olmak
- zorunda kalmak
- zorunda olmak
HECELEME
ba-şı-nı ağ-rıt-mak BAŞINI AĞRITMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Gereksiz sözlerle birini bunaltmak
- [isim] Bir iş için birini tedirgin etmek, uğraştırmakÖrnek: İkide bir ah Çingeneler vah Çingeneler diye gelip böyle başımı ağrıtma.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük