patlamak
[fiil] [nesnesiz] Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek
PATLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
PATLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- afyonu başına vurmak
- ağzını bozmak
- alevlenmek
- asabileşmek
- ateş kesilmek
- ateş püskürmek
- ateş saçmak
- ateşi başına vurmak
- ateşlenmek
- ayranı kabarmak
- babalanmak
- baharı başına vurmak
- barut kesilmek
- barut olmak
- beyni atmak
- bir kaşık suda boğmak
- bokuyla kavga etmek
- bozuk çalmak
- bozulmak
- burnundan solumak
- canı sıkılmak
- canım dese canın çıksın diyor sanmak
- celallenmek
- cin ifrit kesilmek
- cin ifrit olmak
- cini tutmak
- cinlenmek
- cinleri ayağa kalkmak
- cinleri başına toplanmak
- cinleri başına üşüşmek
- çekişmek
- çılgına dönmek
- çiğ çiğ yemek
- çileden çıkmak
- deli çıkmak
- deli olmak
- delilenmek
- delirmek
- dinden imandan çıkmak
- diş bilemek
- diş gıcırdatmak
- dolmak
- düşman kesilmek
- esirmek
- feveran etmek
- fırçalamak
- fıtık olmak
- fıttırmak
- fitil olmak
- fitili almak
- garaz bağlamak
- gazaba gelmek
- gazaplanmak
- gebermek
- gerilmek
- gıcık almak
- gıcık kapmak
- gıcık olmak
- gözleri dönmek
- gözleri evinden fırlamak
- gözleri evinden uğramak
- gözleri kararmak
- gözleri yuvalarından fırlamak
- gözleri yuvalarından uğramak
- gözlerinde şimşek çakmak
- gözlerinde şimşekler çakmak
- gözlerini kan bürümek
- gözü dönmek
- gözü dumanlanmak
- gözü görmemek
- gözü hiçbir şey görmemek
- gözü kararmak
- gözü kızmak
- gözüne hiçbir şey görünmemek
- gözünü hırs bürümek
- gözünü kan bürümek
- harı başına vurmak
- hasta olmak
- heyheyler geçirmek
- heyheyleri tutmak
- heyheyleri üstünde olmak
- hırs bürümek
- hırsını alamamak
- hırslanmak
- hışımlanmak
- hızını alamamak
- hiddet etmek
- hiddete kapılmak
- hiddetlenmek
- homurdanma
- hortlamak
- huylanmak
- ısınmak
- içerlemek
- ifrit kesilmek
- ifrit olmak
- illet olmak
- infiale kapılmak
- isyanları oynamak
- kabız olmak
- kafası bozulmak
- kafası dönmek
- kafası kızmak
- kalkıp kalkıp oturmak
- kan başına çıkmak
- kan başına sıçramak
- kan beynine çıkmak
- kan beynine sıçramak
- kana susamak
- kanı başına çıkmak
- kanı başına sıçramak
- kanına dokunmak
- kaş yıkmak
- keli kızmak
- kendini kaybetmek
- kızgınlaşmak
- kin bağlamak
- kin beslemek
- kin gütmek
- kin tutmak
- kinlenmek
- komaya girmek
- köpürmek
- kudurmak
- küplere binmek
- mimlemek
- nevri dönmek
- öfke topuklarına çıkmak
- öfkeden kudurmak
- öfkelenmek
- parlamak
- patlamak
- pavkırmak
- paylamak
- sap yiyip saman sıçmak
- sigortası atmak
- sinir kesilmek
- siniri oynamak
- siniri tutmak
- sinirine dokunmak
- sinirlenmek
- sinirleri altüst olmak
- sinirleri ayakta olmak
- sinirleri bozulmak
- sinirleri gergin olmak
- sinirleri gerilmek
- söylenmek
- tehevvür etmek
- tekdir etmek
- tepesi atmak
- tepesinin tası atmak
- tepinmek
- titizlenmek
- titizleşmek
- tutarağı tutmak
- uykusu başına sıçramak
- uyuz olmak
- zıddına basmak
- zıddına gitmek
- zıvanadan çıkmak
- ağmak
- arız olmak
- bağlamak
- baş göstermek
- baş vermek
- başlamak
- biçim almak
- biçimlenmek
- boy göstermek
- cisimlenmek
- çıkmak
- doğmak
- hortlamak
- ibaret olmak
- inkişaf etmek
- kendini göstermek
- kendini hissettirmek
- kopmak
- meydana çıkmak
- neşet etmek
- olmak
- ortaya çıkmak
- patlak vermek
- patlamak
- peydah olmak
- peydahlamak
- peydahlanmak
- sabit olmak
- sâdır olmak
- sahnelenmek
- sahneye çıkmak
- şekillenmek
- tecelli etmek
- tecessüm etmek
- tezahür etmek
- türemek
- uyanmak
- vücut bulmak
- yansımak
- yaratılmak
- yükselmek
- zıp diye çıkmak
- zuhur etmek
- ağırlık basmak
- ağırlık çökmek
- arlanmak
- ateş basmak
- başı dönmek
- başında olmak
- boğulmak
- bunalmak
- can alıp can vermek
- canı sıkılmak
- elaman
- esnemek
- ezilip büzülmek
- göğsü daralmak
- göz açamamak
- hafakanlar basmak
- hafakanlar boğmak
- hicap etmek
- içi daralmak
- içi içine geçmek
- içi kapanmak
- içine baygınlıklar çökmek
- kabir azabı çekmek
- kâbus basmak
- kâbus çökmek
- mahcup olmak
- mihnet çekmek
- patlamak
- sıkıntı basmak
- sıkıntı çekmek
- sıkıntısı olmak
- tacizlik getirmek
- uflayıp puflamak
- usanmak
- utanç duymak
- utanmak
- üstüne fenalık gelmek
- yüreği daralmak
- yüreği kabarmak
- züğürtlemek
- açılmak
- akmak
- aşınmak
- atmak
- berbat olmak
- berelenmek
- bozulmak
- buruşmak
- canı çıkmak
- çentiklenmek
- çürümek
- dağılmak
- deforme olmak
- delinmek
- dökülmek
- elle tutulacak tarafı kalmamak
- elle tutulacak yanı kalmamak
- eprimek
- erimek
- erozyona uğramak
- eskileşmek
- eskimek
- farımak
- fenalaşmak
- gedilmek
- güvelenmek
- harap olmak
- haraplaşmak
- haşat olmak
- hayır kalmamak
- hırpalanmak
- hırtlambası çıkmak
- hışırı çıkmak
- hurdahaş olmak
- hurdası çıkmak
- iler tutar yeri kalmamak
- iler tutar yeri olmamak
- ipliklenmek
- kabaklaşmak
- kabarmak
- kaçmak
- kağşamak
- kalbura dönmek
- karıncalanmak
- kavlamak
- keçelenmek
- keçeleşmek
- kefekiye dönmek
- kelleşmek
- kırılıp dökülmek
- kırış kırış olmak
- kırışmak
- köhneleşmek
- köhnemek
- kötüleşmek
- kül ufak olmak
- lime lime olmak
- miadı dolmak
- oynamak
- örselenmek
- palazlamak
- palazlanmak
- paralanmak
- paramparça olmak
- parçalanmak
- patlamak
- pestili çıkmak
- pul pul olmak
- pullanmak
- rezil olmak
- saçaklanmak
- sağılmak
- sınmak
- sökülmek
- talazlanmak
- tarazlanmak
- tiftik tiftik olmak
- tiftiklenmek
- tirfillenmek
- turşulaşmak
- turşusu çıkmak
- tuz buz olmak
- tuzla buz olmak
- ufalanmak
- un ufak olmak
- üzülmek
- viran olmak
- viranlaşmak
- yalama olmak
- yanmak
- yarılmak
- yenmek
- yıpramak
- yırtılmak
- yorulmak
- zedelenmek
- zembereği boşalmak
- zembereği boşanmak
HECELEME
pat-la-mak PATLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmekÖrnek: Dinamit patladı.
- [fiil] Yırtılıp açılmakÖrnek: Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı.
- [fiil] YarılmakÖrnek: Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı.
- [fiil] Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermekÖrnek: Tomurcuklar patladı.
- [fiil] Top, taşıt lastiği vb. şeyler değişik nedenlerle havası inmek
- [fiil] [mecaz] Ansızın tehlikeli bir şey meydana gelmekÖrnek: Harp patlıyor ve askerlere edebiyatçılık, edebiyatçılara askerlik yapmak düşüyor.
- [fiil] [mecaz] Çok sıkılmak, sıkıntı ve sabırsızlığını belli etmekÖrnek: Sanıyorum ki istimi fazla gelmiş kazanlar gibi hırslarından patlayacaklar.
- [fiil] [mecaz] Aşırı tepki göstermek
- [fiil] [mecaz] Ansızın bir gürültü duyulmak
- [fiil] [teklifsiz konuşmada] Herhangi bir durum veya bir değerin yitirilmesine yol açmak, mal olmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük