dağıtmak
[fiil] [-i] Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak
DAĞITMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
DAĞITMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acılaşmak
- afacanlaşmak
- arpası çok gelmek
- artırmak
- aşırı gitmek
- ateşi başına vurmak
- azgınlaşmak
- azışmak
- azıtmak
- barbarlaşmak
- başı zapt olunmamak
- büyümek
- cadalozlaşmak
- cıvımak
- cıvıtmak
- çukur
- dağıtmak
- delilenmek
- deliliği tutmak
- delişmenlik etmek
- deniz bindirmek
- dozu kaçmak
- dozunu kaçırmak
- ele avuca sığmamak
- fazla kaçırmak
- galeyan etmek
- galeyana gelmek
- gem almamak
- gemi azıya almak
- göl
- gözü dönmek
- gözü kararmak
- haddini aşmak
- harılanmak
- havalanmak
- hırçınlaşmak
- hırçınlık etmek
- huysuzlanmak
- huysuzlaşmak
- huysuzluk etmek
- iş çığırından çıkmak
- işi azıtmak
- kaçırmak
- kantarın topunu kaçırmak
- kırkından sonra azmak
- kızışmak
- kirlenmek
- kudurmak
- meydanı boş bulmak
- ölçüyü kaçırmak
- öleyazmak
- taşmak
- tek durmamak
- yaramaz olmak
- yaramazlık etmek
- yeğinleşmek
- yitmek
- yükselmek
- anlaşmak
- bağdamak
- birleştirmek
- bitirmek
- çatmak
- dağıtmak
- dayandırmak
- durmak
- duşaklamak
- düğmek
- düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm vurmak
- düğümlemek
- hayran etmek
- ilgilendirmek
- ilişkilendirmek
- iliştirmek
- ilmek
- ilmik atmak
- ilmiklemek
- kelepçelemek
- köstek vurmak
- kösteklemek
- oluşmak
- önlemek
- sarmak
- sikkelemek
- tedavi etmek
- tutturmak
- tutuşturmak
- ulamak
- vurmak
- zorlamak
- acayipleştirmek
- acemilik etmek
- ağzına sıçmak
- akılsızlık etmek
- aksatmak
- altüst etmek
- aptallık etmek
- avanaklık etmek
- bağdamak
- başına oturmak
- battal etmek
- becermek
- berbat etmek
- beter etmek
- bok etmek
- bok karıştırmak
- bok yemek
- boklamak
- budalalık etmek
- caymak
- cılk etmek
- çarkına etmek
- çarkına okumak
- çarşaflamak
- çepellemek
- çuvallamak
- çürütmek
- dağıtmak
- dalgasına taş atmak
- dalgasını taşlamak
- dallandırmak
- darmadağın etmek
- darmaduman etmek
- değiştirmek
- dejenere etmek
- delirmek
- dokunmak
- düzmek
- fenalaştırmak
- foslatmak
- gâvur etmek
- göçmek
- gölgelemek
- gölgelendirmek
- halt etmek
- halt karıştırmak
- ıska geçmek
- içine etmek
- içine sıçmak
- ihlal etmek
- kökünü kazımak
- ofsayta düşmek
- rahat kıçına batmak
- reddetmek
- rezil etmek
- sekte vurmak
- sekteye uğratmak
- sıçmak
- sındırmak
- sol tarafından kalkmak
- sonunu getirememek
- şişmek
- terslemek
- topallamak
- tüy dikmek
- ucunu kaçırmak
- üzerine tüy dikmek
- yenmek
- yestehlemek
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- zarar vermek
- alev almak
- alevlenmek
- aslan kesilmek
- aşka gelmek
- ateş almak
- ateş kesilmek
- ateşlenmek
- ayranı kabarmak
- baharı başına vurmak
- başında kavak yeli esmek
- başında kavak yelleri esmek
- canlanmak
- cezbelenmek
- cezbeye tutulmak
- coşkulanmak
- coşkunlaşmak
- cümbüş yapmak
- çağlamak
- çalkanmak
- dağıtmak
- duygulanmak
- elektriklenmek
- eli ayağı titremek
- esrimek
- fayrap etmek
- feleği şaşmak
- galeyana gelmek
- gaşyolmak
- gayrete gelmek
- gayretlenmek
- gözüne hiçbir şey görünmemek
- hararetlenmek
- helecanlanmak
- heyecan duymak
- heyecana gelmek
- heyecana kapılmak
- heyecanlanmak
- heyheyler geçirmek
- heyheyleri tutmak
- heyheyleri üstünde olmak
- hislenmek
- hislerine kapılmak
- içi hop etmek
- içi içine sığmamak
- içi kabarmak
- içi kalkmak
- kabına sığmamak
- kalbi çarpmak
- kanı kaynamak
- kendini tutamamak
- kızışmak
- kükremek
- mütehassis olmak
- şaha kalkmak
- şahlanmak
- şevke gelmek
- şımarmak
- taşmak
- tepinmek
- vecde gelmek
- vidaları gevşemek
- yüreği çarpmak
- yüreği kalkmak
- alaşağı etmek
- altüst etmek
- aşağı almak
- ayağına çelme takmak
- ayaklanmak
- bağdalamak
- bağdamak
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çelmelemek
- çökermek
- çökertmek
- çöktürmek
- dağıtmak
- düşürmek
- düzmek
- eğmek
- feshetmek
- göçertmek
- göçürmek
- göçürtmek
- hâk ile yeksan etmek
- hallaç pamuğu gibi atmak
- harap etmek
- içmek
- indirmek
- karmakarış etmek
- karmakarışık etmek
- kovmak
- nakavt etmek
- okumak
- sermek
- tahrip etmek
- tahttan indirmek
- tarumar etmek
- taş taş üstünde bırakmamak
- uzatmak
- viraneye çevirmek
- yakıp yıkmak
- yere sermek
- yere vurmak
- yerle bir etmek
- yerle yeksan etmek
- yıkmak
- yuvarlamak
- açıkta bırakmak
- ağzına sıçmak
- aleyhine olmak
- aman vermemek
- anasından doğduğuna pişman etmek
- anasını ağlatmak
- anasını bellemek
- asıp kesmek
- ateşe vermek
- bağışlamamak
- baş yemek
- başına dert açmak
- başına iş açmak
- başına iş çıkarmak
- başını belaya sokmak
- başını derde sokmak
- başını ezmek
- başını nâra yakmak
- başını yakmak
- başını yemek
- batırmak
- belini bükmek
- belini kırmak
- benzetmek
- berbat etmek
- bir pula satmak
- bitirmek
- bok etmek
- bozuk para gibi harcamak
- burnunu kırmak
- can yakmak
- canına ezan okumak
- canına okumak
- canını çıkarmak
- canını yakmak
- cendereye sokmak
- ciğerini sökmek
- çanına ot tıkamak
- çanına ot tıkmak
- dağıtmak
- darbelemek
- ders vermek
- dişini sökmek
- doğduğuna pişman etmek
- duman attırmak
- duman etmek
- dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
- dünyanın kaç köşe olduğunu göstermek
- dünyayı haram etmek
- dünyayı zehir etmek
- dünyayı zindan etmek
- eline yüzüne bulaştırmak
- ensesinde boza pişirmek
- etmediğini bırakmamak
- etmediğini komamak
- ezmek
- felce uğratmak
- fena etmek
- fena yapmak
- fenalık etmek
- gaddarlık etmek
- gadretmek
- gâvurluk etmek
- gedik açmak
- göstermek
- gözlerini oymak
- gözünü oymak
- gözünün yaşına bakmamak
- gününü göstermek
- hainlik etmek
- hakkından gelmek
- haklamak
- haksızlık etmek
- iflahını kesmek
- imha etmek
- insafsızlık etmek
- ip takmak
- israf etmek
- iş açmak
- iş çıkarmak
- işini bitirmek
- kafasını ezmek
- kahretmek
- kan kusturmak
- kanına ekmek doğramak
- kasıp kavurmak
- kılçık atmak
- kırıp geçirmek
- kıyıcılık etmek
- kıymak
- kökünü kazımak
- kötülük etmek
- kötülük yapmak
- kül etmek
- mahkûm etmek
- meydanda bırakmak
- ocağına incir dikmek
- öldürmek
- perişan etmek
- silindir gibi ezmek
- süründürmek
- tahrip etmek
- tazip etmek
- telef etmek
- tepelemek
- toz etmek
- yakmak
- yapmadığı kalmamak
- yapmadığını bırakmamak
- yapmak
- yaşatmamak
- yemek
- yıkım olmak
- yıkıntı olmak
- yıkmak
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yok etmek
- yuvasını yapmak
- yuvasını yıkmak
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- zarar vermek
- zarara sokmak
- zararı dokunmak
- zebun etmek
- zulmetmek
HECELEME
da-ğıt-mak DAĞITMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmakÖrnek: Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı.
- [fiil] [-i] [nesnesiz] Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmekÖrnek: Cebinden cüzdanını çıkarıp çocukları için harçlık dağıttı.
- [fiil] Herhangi bir şeyi ayrı ayrı kimselere vermekÖrnek: Selamlar dağıtarak telaşsız ve yorgun bana doğru yürüyordu.
- [fiil] Bir şeyin veya bir yerin düzenini bozmakÖrnek: Odayı dağıtmak. Kâğıtları dağıtmak.
- [fiil] [nesnesiz] İletmek, ulaştırmak
- [fiil] [mecaz] Yenilgiye uğratmak
- [fiil] [mecaz] Bir topluluğun varlığına son vermek, feshetmekÖrnek: Kooperatifi dağıttılar.
- [fiil] [mecaz] Kurulu bir düzeni bozmak
- [fiil] [mecaz] Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Ne yaptığını bilmeyecek kadar içip kendinden geçmek
- [fiil] [nesnesiz] [argo] Değişik sebeplerle kendini koyuvermek, beklenmedik davranışlarda bulunmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük