dönmek
[fiil] [nesnesiz] Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmek
DÖNMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- alabanda etmek
- andırmak
- arkasını vermek
- avdet etmek
- caymak
- çark etmek
- çevrilmek
- değişmek
- devretmek
- devrilmek
- dolaşmak
- dönenmek
- dümen kırmak
- dümeni kırmak
- gelmek
- geri almak
- geri basmak
- geri çekilmek
- geri dönmek
- geri geri çekilmek
- geri gitmek
- gerilemek
- geriye dönmek
- incinmek
- kalmak
- kıvırmak
- kıvrılmak
- orsalamak
- sağdan geri dönmek
- sağdan geri etmek
- salmak
- sapmak
- takla atmak
- tornistan etmek
- töskürmek
- viraj almak
- vurmak
- yarım sol etmek
- yönelmek
- yüz çevirmek
- yüz geri etmek
- zikzak yapmak
DÖNMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağız değiştirmek
- aklı sonradan gelmek
- andını bozmak
- arkasını bırakmak
- bırakmak
- bir dalda durmamak
- boşlamak
- bozmak
- bukalemun gibi renkten renge girmek
- çekilmek
- çevirmek
- çevrilemek
- daldan dala konmak
- dikiş tutturamamak
- dilinin ucuna gelmek
- dönmek
- el çekmek
- fariğ olmak
- feragat etmek
- feragat göstermek
- feshetmek
- geçmek
- gömlek değiştirmek
- harcamak
- inkâr etmek
- istifa etmek
- izine dönmek
- kafayı değiştirmek
- kayıtmak
- kılıktan kılığa girmek
- kıvırtmak
- lafı değiştirmek
- makas değiştirmek
- meydanı bırakmak
- mızıkçılık etmek
- mızımak
- mürekkebi kurumadan bozmak
- nakzetmek
- nükûl etmek
- oyunbozanlık etmek
- pas geçmek
- paydos demek
- postayı kesmek
- rücu etmek
- sarfınazar etmek
- sözü çevirmek
- sözünden dönmek
- sözünü geri almak
- su koyuvermek
- tersinmek
- tevil etmek
- tükürdüğünü yalamak
- vazgeçmek
- yan çizmek
- ayrımlaşmak
- başkalaşmak
- benliğinden çıkmak
- bin kalıba girmek
- bir hâl olmak
- bir şey olmak
- bir şeyler olmak
- çevirmek
- çıkmak
- değiştirmek
- dönmek
- dönüşmek
- fark etmek
- farklılaşmak
- girmek
- hâllenmek
- inkılap etmek
- istihale etmek
- kalıptan kalıba girmek
- kaymak
- mecrası değişmek
- mübadele etmek
- olmak
- oynamak
- saati saatine uymamak
- tagayyür etmek
- tahavvül etmek
- takas etmek
- trampa etmek
- tuhaflaşmak
- yenileşmek
- adım adım gezmek
- akmak
- aşağı yukarı yürümek
- avare dolaşmak
- aylanmak
- çalkanmak
- çalmak
- çevrinmek
- doksan kapının ipini çekmek
- dolanmak
- dönelemek
- dönmek
- dönüp dolaşmak
- dört dönmek
- elini kolunu sallaya sallaya gezmek
- fır dönmek
- gezelemek
- gezinmek
- gezip tozmak
- gezmek
- harman çevirmek
- harmanlamak
- incelemek
- kırk kapının ipini çekmek
- kol gezmek
- kol vurmak
- kolaçan etmek
- mehtaba çıkmak
- mekik atmak
- mekik dokumak
- önlemek
- piknik yapmak
- piyasa etmek
- salma gezmek
- seksen kapının ipini çekmek
- seyran etmek
- seyran eylemek
- seyrana çıkmak
- sürtmek
- sürtüp durmak
- sürüklenmek
- tavaf etmek
- temaşa etmek
- tur atmak
- tura çıkmak
- turalamak
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- volta atmak
- volta vurmak
- yolculuk etmek
- yollara düşmek
- yortmak
- yürüyüş yapmak
- yürüyüşe çıkmak
- zorlaşmak
- adileşmek
- alçalmak
- arkada kalmak
- aşağı düşmek
- attan inip eşeğe binmek
- bayağılaşmak
- bodur kalmak
- bodurlaşmak
- cadılaşmak
- cılızlaşmak
- çaptan düşmek
- çoraklaşmak
- çöle dönmek
- çölleşmek
- dejenere olmak
- dejenereleşmek
- dönmek
- dumura uğramak
- fosilleşmek
- geri kalmak
- gitmek
- ikinci plana düşmek
- ilkelleşmek
- inhilal etmek
- inhitat etmek
- inkıraz bulmak
- inkıraza uğramak
- iyileşmek
- kokuşmak
- körelmek
- körlenmek
- körleşmek
- kredisi düşmek
- küsmek
- pısırıklaşmak
- piçleşmek
- sağa kaymak
- soysuzlaşmak
- sönmek
- tedenni etmek
- tefessüh etmek
- tereddi etmek
- vahşileşmek
- yabanıllaşmak
- yabanileşmek
- yozlaşmak
- zevale yüz tutmak
- alaya çıkmak
- arka kapıdan çıkmak
- artakalmak
- barınmak
- beklemek
- bulunmak
- bürümek
- bütünlemeye kalmak
- çakmak
- çuvallamak
- devam etmek
- dinmek
- diplemek
- dönmek
- durmak
- gecikmek
- gümlemek
- ikmale kalmak
- kaput gitmek
- konaklamak
- konmak
- kökleşmek
- olanaksızlaşmak
- oturmak
- oyalanmak
- sınıfta çakmak
- sınıfta kalmak
- sürdürmek
- sürmek
- takılmak
- takmak
- top atmak
- topu atmak
- torpillemek
- yaşamak
- yerleşmek
- yetinmek
- yitirmek
- acıtmak
- ateş etmek
- atmak
- avlamak
- bağlamak
- basmak
- başına geçirmek
- bombalamak
- boş yerine vurmak
- boynuzlamak
- çakmak
- çalmak
- çarpmak
- çekmek
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çıkmak
- çırpıştırmak
- çırpmak
- çifte atmak
- çiftelemek
- çubuklamak
- darbe indirmek
- darbe vurmak
- darbelemek
- darbetmek
- değneklemek
- dirseklemek
- dokunmak
- dönmek
- dövmek
- dövünmek
- düşmek
- ekleştirmek
- ekmek
- etkilemek
- fiskelemek
- geçirmek
- giydirmek
- göçmek
- görünmek
- gümlemek
- gürültü etmek
- hırpalamak
- içirmek
- içmek
- indirmek
- inmek
- isabet etmek
- kafa atmak
- kafasını kırmak
- kelepçelemek
- kesmek
- kıç atmak
- kondurmak
- konmak
- koymak
- kötek atmak
- küçülmek
- kütletmek
- leşini sermek
- mıhlamak
- ödül almak
- öldürmek
- patlatmak
- pençe atmak
- pençe vurmak
- pençelemek
- rastlaşmak
- sallamak
- saplamak
- sarkıtmak
- savurmak
- sıvamak
- soymak
- söylemek
- sumsuklamak
- suratına indirmek
- sürmek
- süsmek
- şamar atmak
- şamarlamak
- şaplak atmak
- şaplatmak
- şut atmak
- şut çekmek
- şutlamak
- takmak
- tartaklamak
- tekme atmak
- tekmelemek
- tepiklemek
- tepmek
- tıkırdatmak
- tıklatmak
- tırpan atmak
- tokat aşk etmek
- tokmaklamak
- tokuşturmak
- topuklamak
- tos vurmak
- toslamak
- toslaşmak
- turalamak
- üzengilemek
- vurduğu yerden ses gelmek
- vurunmak
- yanıltmak
- yansımak
- yapıştırmak
- yaralamak
- yerleştirmek
- yumruk atmak
- yumruk indirmek
- yüreği çarpmak
- zımbalamak
HECELEME
dön-mek DÖNMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Kendi ekseni üzerinde veya başka bir şeyin dolayında hareket etmekÖrnek: İçeride anahtarın acı bir gıcırtıyla döndüğünü duydum.
- [fiil] [-e] [-den] Geri gelmek, geri gitmekÖrnek: Ertesi gün aynı yoldan Bodrum'a döndük.
- [fiil] [-e] YönelmekÖrnek: Babam birdenbire bana döndü.
- [fiil] [-i] SapmakÖrnek: Gülümseyerek bir köşeyi döndü.
- [fiil] [-e] Bir şeyi andıracak duruma girmek, benzemekÖrnek: Dikmen yolları, mabede adak için gidenlerin yollarına dönmüştü.
- [fiil] Sınıfta kalmakÖrnek: Çocuk çalışmazsa bu yıl döner.
- [fiil] [-e] Durumdan duruma geçmek, değişmek, olduğundan daha değişik bir durum almak, benzemekÖrnek: Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar.
- [fiil] [-de] Belirli bir yerde dolaşmak
- [fiil] [-de] Kendini bir yandan bir yana çevirmekÖrnek: Yatağında sabaha kadar dönüp durdu.
- [fiil] Yönetilmek, düzene konulmak, çekip çevrilmek
- [fiil] [-e] Söz konusu etmek, hatırlamakÖrnek: Biz yine onun gençliğine, lise öğretmeni olduğu zamana dönelim.
- [fiil] [-e] Bırakılan bir konu veya işe başlamak
- [fiil] [mecaz] Hileyle, gizlice yapılmakÖrnek: Burada bir şeyler oluyor, bir şeyler dönüyor ama anlayamıyorum.
- [fiil] [din bilgisi] İnanç, din veya düşüncesini değiştirmekÖrnek: Annesinin İtalyan Yahudisiyken döndüğünü söylemişti.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük