bulaşmak
[fiil] [nesnesiz] Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmek
BULAŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BULAŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açılmak
- adım atmak
- atılmak
- başlamak
- başvurmak
- bayrak açmak
- birleşmek
- bismillah demek
- bulaşmak
- davranmak
- demek
- denemek
- dövüşmek
- düzülmek
- el atmak
- eyleme geçmek
- faaliyete geçmek
- fayrap etmek
- hâline bakmamak
- hamle etmek
- hamle yapmak
- hareket etmek
- harekete geçmek
- haydamak
- iş tutmak
- işbaşı yapmak
- kalkışmak
- kalkmak
- kapısını çalmak
- kapıyı açmak
- kolları sıvamak
- koyulmak
- müracaat etmek
- müracaatta bulunmak
- ortaya atılmak
- ortaya çıkmak
- paçaları sıvamak
- perdelerini açmak
- saldırmak
- sarılmak
- sıfırdan başlamak
- sıvanmak
- siftah etmek
- siftahlamak
- şeytanın ayağını kırmak
- şeytanın bacağını kırmak
- temel atmak
- teşebbüs etmek
- teşebbüse geçmek
- teşebbüsü ele almak
- tevessül etmek
- tezgâhı kurmak
- tutmak
- tutturmak
- tutuşmak
- uvertür yapmak
- yeltenmek
- yerini yapmak
- yumulmak
- araya girmek
- bağdaştırmak
- barıştırmak
- belsoğukluğuna uğratmak
- benimsemek
- birleşmek
- bulanmak
- bulaşmak
- burnunu sokmak
- çatallaşmak
- dağılmak
- dâhil olmak
- dahletmek
- daldırmak
- dalgasına taş atmak
- dalgasını taşlamak
- dalmak
- durdurmak
- el atmak
- el katmak
- engellemek
- hariçten gazel atmak
- hariçten gazel okumak
- ilgilenmek
- kâhyalık etmek
- karmaşmak
- katılmak
- kaynanalık etmek
- kurşun atmak
- kurşun sıkmak
- lafa karışmak
- lafını kesmek
- methali olmak
- müdahale etmek
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmaklamak
- racon kesmek
- rol oynamak
- söze karışmak
- sözü ağzından almak
- sözünü kesmek
- taş koymak
- tavassut etmek
- temsil etmek
- üstüne gitmek
- yanaşmak
- zorlaşmak
- abanoz kesilmek
- azmak
- batmak
- bitlenmek
- boklanmak
- boyanmak
- bulanmak
- bulaşmak
- çamurlanmak
- çapaklanmak
- çepellenmek
- islenmek
- kakalanmak
- karalanmak
- kepeklenmek
- kir götürmek
- kir tutmak
- kömürcü çırağına dönmek
- kurumlanmak
- leke olmak
- lekelenmek
- mikroplanmak
- mürekkeplenmek
- örümcek bağlamak
- örümcek sarmak
- örümceklenmek
- paçalarından akmak
- pamuklanmak
- paslanmak
- pirelenmek
- pislenmek
- pislik götürmek
- pislik paçalarından akmak
- sucuklaşmak
- tozlanmak
- tozumak
- yağlanmak
- ambalaj yapmak
- ambalajlamak
- bağlamak
- balya yapmak
- balyalamak
- beğenmek
- belemek
- bohçalamak
- bulaşmak
- bükmek
- bürümek
- çember geçirmek
- çemberlemek
- çevirmek
- çevrelemek
- çıkılamak
- çıkın etmek
- çıkınlamak
- çuvallamak
- demetlemek
- denk yapmak
- destelemek
- dolamak
- dürmek
- dürümlemek
- düşünmek
- elemek
- fıçılamak
- giymek
- hayran etmek
- kâğıtlamak
- kangallamak
- kapamak
- kaplamak
- kapsamak
- kasalamak
- kefenlemek
- kılıflamak
- kınlamak
- kucaklamak
- kundaklamak
- kuşatmak
- kutulamak
- örtmek
- paket etmek
- paketlemek
- sandıklamak
- sarılmak
- sarıp sarmalamak
- sarmalamak
- sepetlemek
- şaşırmak
- takmak
- tedavi etmek
- tekfin etmek
- torbalamak
- turalamak
- yumaklamak
- yuvarlamak
- yükselmek
- aramak
- aranmak
- arının yuvasına çöp dürtmek
- ateşle oynamak
- başlatmak
- bela aramak
- belasını aramak
- belayı satın almak
- bokuyla kavga etmek
- bulaşmak
- cıvımak
- cıvıtmak
- çamura taş atmak
- çamurlaşmak
- çanak açmak
- çanak tutmak
- çatmak
- çıbanın başını koparmak
- çıngar çıkarmak
- çirkefe taş atmak
- dalamak
- dalaşmak
- dalına basmak
- dalına binmek
- damarına basmak
- dırıltı çıkarmak
- dil uzatmak
- dokunmak
- eceline susamak
- elleşmek
- esmayı üstüne sıçratmak
- fincancı katırlarını ürkütmek
- gerize taş atmak
- güneşe karşı işemek
- hınzırlık etmek
- hır çıkarmak
- hırgür çıkarmak
- hırlatmak
- iş çıkarmak
- kanına susamak
- kaşınmak
- kavga çıkarmak
- kötü kişi olmak
- kuyruğuna basmak
- maraza çıkarmak
- mesele çıkarmak
- öfkesini almak
- öfkesini çıkarmak
- patırtı çıkarmak
- sarkıntılık etmek
- sırtı kaşınmak
- sürtünmek
- tasallut etmek
- tehlikeye atılmak
- uyuyan yılanın kuyruğuna basmak
- yılanın kuyruğuna basmak
- zıddına basmak
- zifos atmak
- a
- ağza düşmek
- ağzına sakız olmak
- aksetmek
- alıp yürümek
- ayyuka çıkmak
- bulaşmak
- bürümek
- büyümek
- çalkanmak
- çavlanmak
- çıkmak
- dağılmak
- dal budak salmak
- dallanıp budaklanmak
- dallanmak
- dilden dile dolaşmak
- dile düşmek
- dile gelmek
- dillenmek
- dillere destan olmak
- dillere düşmek
- duyulmak
- dünyayı tutmak
- evrenselleşmek
- gelişmek
- genelleşmek
- genişlemek
- güncelleşmek
- intişar etmek
- işitilmek
- kaplamak
- kol atmak
- kol uzatmak
- kök salmak
- laf çıkmak
- laf olmak
- meydan almak
- moda olmak
- otlamak
- oturmak
- rivayet olunmak
- saçılmak
- serilmek
- serpilmek
- sıçramak
- sızmak
- şüyu bulmak
- taammüm etmek
- tevessü etmek
- yansımak
- yaygınlaşmak
- yemek
HECELEME
bu-laş-mak BULAŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir nesne, üzerine sürülen bir şey yüzünden kirlenmekÖrnek: Tabak bulaştı.
- [fiil] [-e] İstenilmeyen bir madde bir şeye sürülmekÖrnek: Yüzüne gözüne yer yer kepek bulaşmıştı.
- [fiil] [-e] Hastalık geçmek, sirayet etmekÖrnek: Çocuğa suçiçeği bulaşmış.
- [fiil] [-e] Çatmak, sataşmak, tedirgin etmekÖrnek: Atiye'nin ters ters yüzüne bakmasına aldırmadan yerde bir dirseğinin üstüne uzanmış keyifle yatan Seyit'e bulaştı.
- [fiil] [-e] İstemeden veya rastlantı sonucu bir işe karışmakÖrnek: Seninle hiç alakası olmayan bu işe bulaşmak istemiyorsun.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük