zıplamak
[fiil] [nesnesiz] Bir yere çarpıp yukarı fırlamak
ZIPLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açılmak
- açmak
- akın etmek
- akmak
- alarga etmek
- apazlamak
- aralanmak
- aramak
- aşındırmak
- avara etmek
- ayağına gitmek
- ayak atmak
- ayrılmak
- azimet etmek
- basıp gitmek
- basmak
- boylamak
- boynunu kırmak
- caddeyi tutmak
- cehennemin dibine gitmek
- cicozlamak
- çekip gitmek
- çekmek
- çıkmak
- defolmak
- demir almak
- denize açılmak
- dere tepe düz gitmek
- devam etmek
- doğrulmak
- dümeni kırmak
- düşmek
- düzmek
- erişmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geçmek
- gerilemek
- gezmek
- göç etmek
- göç eylemek
- göçmek
- görmek
- gözden uzaklaşmak
- gurbete düşmek
- hareket etmek
- hicret etmek
- ıraklaşmak
- ıramak
- icabet etmek
- içmek
- ikilemek
- ilerlemek
- inmek
- intikal etmek
- ipi kırmak
- işlemek
- izlemek
- kalkmak
- kapağı atmak
- kapı yapmak
- kaymak
- kendini atmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- koşmak
- kuş kanadıyla gitmek
- kuyruğu dikmek
- muhaceret etmek
- ölmek
- palamarı çözmek
- palamarı koparmak
- pırlamak
- posta yapmak
- sarkmak
- savuşmak
- savuşup gitmek
- sefa geldine gitmek
- sel gibi akmak
- seyretmek
- siktirip gitmek
- siktirmek
- sürmek
- süzülmek
- taşınmak
- tatmin olmak
- tayyetmek
- toz olmak
- tutmak
- tükenmek
- uçmak
- uçup gitmek
- uğramak
- uymak
- uzaklaşmak
- uzamak
- uzanmak
- voltasını almak
- yağ gibi kaymak
- yapmak
- yaylanmak
- yelken açmak
- yelken basmak
- yetmek
- yıkılmak
- yırtmak
- yitmek
- yol almak
- yol gitmek
- yol görünmek
- yol yürümek
- yola çıkmak
- yola düşmek
- yola düzülmek
- yola koyulmak
- yola revan olmak
- yollanmak
- yolunu tutmak
- yürümek
- yürüyüşe geçmek
- zıplamak
- ziyaret etmek
- abat olmak
- ağzı kulaklarına varmak
- anadan doğmuşa dönmek
- ayakları yere değmemek
- aydınlanmak
- bahtiyar olmak
- bastığı yeri bilmemek
- başı göğe ermek
- bayram etmek
- bayram yapmak
- bir yiyip bin şükretmek
- buldumcuk olmak
- çalmadan oynamak
- çamura yatmak
- çocuk gibi sevinmek
- deli olmak
- deliye dönmek
- düğün bayram etmek
- etekleri zil çalmak
- ferahlamak
- fesini havaya atmak
- gerinmek
- gibi olmak
- göbek atmak
- göklere uçmak
- gönenmek
- gözleri parlamak
- gözlerinin içi gülmek
- gözü gönlü açılmak
- gururlanmak
- hafiflemek
- havalara uçmak
- havasını bulmak
- haz duymak
- hoşnut olmak
- hoşnutluk getirmek
- içi açılmak
- içi içine sığmamak
- içi rahat etmek
- içi yağ bağlamak
- içine sinmek
- içinin yağı erimek
- ihya olmak
- iki seksen uzanmak
- kanatlanmak
- keyfi gelmek
- keyiflenmek
- kına yakmak
- kınalar yakmak
- kıvanç duymak
- kıvanmak
- köşe olmak
- külahını havaya atmak
- masal âleminde yaşamak
- memnun olmak
- mest olmak
- mesut olmak
- mutlanmak
- mutlu olmak
- mutlulanmak
- mürüvvetini görmek
- müsterih olmak
- neşelenmek
- neşesini bulmak
- rahatlamak
- sevincinden ağzı kulaklarına varmak
- sevinç gözyaşları dökmek
- sevinç yaşları dökmek
- şad olmak
- şenelmek
- şenlenmek
- şıkır şıkır oynamak
- takdir etmek
- takla atmak
- teller takmak
- uçmak
- yüreği ferahlamak
- yüreği hafiflemek
- yüreği rahatlamak
- yüreği serinlemek
- yüreği yağ bağlamak
- yüzü gülmek
- zevklenmek
- zevkten dörtköşe olmak
- zıplamak
- zil takıp oynamak
- zilsiz oynamak
HECELEME
zıp-la-mak ZIPLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir yere çarpıp yukarı fırlamakÖrnek: İhtiyar profesörün elinde tuttuğu silindir, canlı bir mahluk gibi zıpladı.
- [fiil] Sevinçten veya oyun yapmak için bulunduğu yerde havaya doğru fırlamakÖrnek: Küçük köpek ince sevinç çığlıkları çıkarıyor, zıplıyor, havlıyor, atılıyordu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük