kuşatmak
[fiil] [-i] Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek
KUŞATMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KUŞATMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ambalaj yapmak
- ambalajlamak
- bağlamak
- balya yapmak
- balyalamak
- beğenmek
- belemek
- bohçalamak
- bulaşmak
- bükmek
- çember geçirmek
- çemberlemek
- çıkılamak
- çıkın etmek
- çıkınlamak
- çuvallamak
- demetlemek
- denk yapmak
- destelemek
- dolamak
- dürmek
- dürümlemek
- düşünmek
- elemek
- fıçılamak
- giymek
- hayran etmek
- kâğıtlamak
- kangallamak
- kapamak
- kaplamak
- kapsamak
- kasalamak
- kefenlemek
- kılıflamak
- kınlamak
- kucaklamak
- kundaklamak
- kuşatmak
- kutulamak
- örtmek
- paket etmek
- paketlemek
- sandıklamak
- sarılmak
- sarıp sarmalamak
- sarmalamak
- sataşmak
- sepetlemek
- şaşırmak
- tedavi etmek
- tekfin etmek
- torbalamak
- turalamak
- yumaklamak
- yuvarlamak
- yükselmek
- asmak
- bantlamak
- birleştirmek
- bitiştirmek
- borçlanmak
- cezalandırmak
- cıvatalamak
- çatmak
- çitmek
- dikmek
- döşemek
- eklemlemek
- geçirmek
- giymek
- iliklemek
- iliştirmek
- kalmak
- kaynak yapmak
- kaynaştırmak
- kaynatmak
- kenet etmek
- kenetlemek
- kilitlemek
- kondurmak
- kurmak
- kuşanmak
- kuşatmak
- lehimlemek
- mandallamak
- monte etmek
- önemsemek
- perçinlemek
- raptetmek
- sermek
- soymak
- talik etmek
- tebelleş olmak
- tespit etmek
- teyellemek
- tutturmak
- vermek
- vidalama
- vurmak
HECELEME
ku-şat-mak KUŞATMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmekÖrnek: Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu.
- [fiil] Çevrelemek, çokça bulunmak
- [fiil] KaplamakÖrnek: Fabrika dumanları bütün şehri kuşattı.
- [fiil] Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük