demek
[fiil] [nesnesiz] Söylemek, söz söylemek
DEMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- açmak
- ağzından çıkmak
- anlatmak
- bahis açmak
- baklayı ağzından çıkarmak
- buyurmak
- çıtlatmak
- dermeyan etmek
- dikte etmek
- dile getirmek
- dökmek
- eğlence
- eyitmek
- fısıldamak
- fıslamak
- gargaraya getirmek
- girişmek
- göstermek
- gürültü etmek
- hikâye etmek
- iddia etmek
- ifade etmek
- ileri sürmek
- kapı açmak
- kaydetmek
- kulağına koymak
- kulağına sokmak
- kulağına söylemek
- lütfetmek
- mırıldamak
- mırıldanmak
- nakletmek
- ortadan söylemek
- öne sürmek
- öyleyse
- patlatmak
- saçılıp dökülmek
- sallamak
- savurmak
- sayıklamak
- sayıp dökmek
- saymak
- söylemediğini bırakmamak
- söylemek
- söz açmak
- tabir etmek
- üstüne basmak
- yerleştirmek
DEMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ahenk
- âlem
- atraksiyon
- balo
- bayram
- cambaz
- cemiyet
- cümbüş
- çalgı çağanak
- çay
- dans
- demek
- donanma
- düğün
- düğün dernek
- eğlenme
- eğlenti
- faşing
- fener alayı
- festival
- gardenparti
- gece
- gönül eğlencesi
- gösteri
- gün
- hayal oyunu
- içki âlemi
- içki sefası
- işret
- izlence
- kanto
- karnaval
- keriz
- kermes
- keyif
- kır eğlencesi
- kıyafet balosu
- kokteyl
- konser
- kukla
- lunapark
- maskeli balo
- matine
- mizah
- müsamere
- nişan
- oturak âlemi
- oyun
- parti
- program
- prömiyer
- rakı âlemi
- resepsiyon
- safa
- saraka
- sefa
- sefahat
- seyir
- sirk
- suare
- sünnet
- sünnet düğünü
- şaka
- şenlik
- şov
- şölen
- uçarılık
- varyete
- vur patlasın, çal oynasın
- zevk
- açılmak
- adım atmak
- atılmak
- başlamak
- başvurmak
- bayrak açmak
- birleşmek
- bismillah demek
- bulaşmak
- davranmak
- demek
- denemek
- dövüşmek
- düzülmek
- el atmak
- eyleme geçmek
- faaliyete geçmek
- fayrap etmek
- girmek
- hâline bakmamak
- hamle etmek
- hamle yapmak
- hareket etmek
- harekete geçmek
- haydamak
- iş tutmak
- işbaşı yapmak
- kalkışmak
- kalkmak
- kapısını çalmak
- kapıyı açmak
- kolları sıvamak
- koyulmak
- müracaat etmek
- müracaatta bulunmak
- ortaya atılmak
- ortaya çıkmak
- paçaları sıvamak
- perdelerini açmak
- saldırmak
- sarılmak
- sıfırdan başlamak
- sıvanmak
- siftah etmek
- siftahlamak
- şeytanın ayağını kırmak
- şeytanın bacağını kırmak
- temel atmak
- teşebbüs etmek
- teşebbüse geçmek
- teşebbüsü ele almak
- tevessül etmek
- tezgâhı kurmak
- tutmak
- tutturmak
- tutuşmak
- uvertür yapmak
- yeltenmek
- yerini yapmak
- yumulmak
- başında değirmen çevirmek
- cayırdamak
- cayırdatmak
- cazırdamak
- cazırdatmak
- cırtlamak
- cıyırdamak
- cız etmek
- cızıldamak
- cızırdamak
- cızlamak
- cumbuldamak
- cumburdamak
- curcunaya çevirmek
- curcunaya döndürmek
- curcunaya vermek
- çağıldamak
- çağlamak
- çakıldamak
- çakıldatmak
- çalmak
- çangırdamak
- çatır çatır etmek
- çatırdamak
- çın çın inletmek
- çın çın ötmek
- çıngırdamak
- çınlamak
- çınlatmak
- çıt etmek
- çıtır çıtır etmek
- çıtırdamak
- çıtırdatmak
- çıtlamak
- demek
- fışıldamak
- fışırdamak
- fışırdatmak
- fokurdamak
- fosurdamak
- gacırdamak
- gacırdatmak
- gıcırdamak
- gıcırdatmak
- gurlamak
- guruldamak
- güm güm etmek
- gümbürdemek
- gümbürdetmek
- gümletmek
- gürlemek
- gürüldemek
- gürültü çıkarmak
- gürültü yapmak
- harıldamak
- haşırdamak
- hırıldamak
- hırlamak
- hışırdamak
- hışırdatmak
- hışlamak
- homurdanmak
- hopurdatmak
- hora tepmek
- höpürdetmek
- ıslık çalmak
- ıslıklamak
- kafa şişirmek
- kakırdamak
- kıtırdamak
- küllemek
- lıkırdamak
- mahalleyi ayağa kaldırmak
- patırdamak
- patırdatmak
- pıtırdamak
- pıtırdatmak
- pıtırtı etmek
- şakırdatmak
- şaklatmak
- şamata koparmak
- şangırdamak
- şangırdatmak
- şapırdamak
- şapırdatmak
- şaplamak
- şaplatmak
- şarıldamak
- şarlamak
- şıkırdamak
- şıkırdatmak
- şıngırdamak
- şıpırdamak
- şırıldamak
- şırlamak
- takırdamak
- takırdatmak
- tangırdamak
- tangırdatmak
- tantana etmek
- tepesinde değirmen çevirmek
- tepesinde havan dövmek
- tepinmek
- tıkırdatmak
- tıngırdamak
- tıngırdatmak
- tınlamak
- tınmak
- tıpırdamak
- tıpırdatmak
- tokurdamak
- tokurdatmak
- uğuldamak
- vınlamak
- vızıldamak
- vurmak
- zımbırdatmak
- zıngıldamak
- zıngırdamak
- zıngırdatmak
- adam yerine koymak
- adamdan saymak
- addetmek
- ayağa kalkmak
- ayağına gelmek
- ayağına gitmek
- ayağının türabı olmak
- azı çoğa saymak
- azı çoğa tutmak
- baş tacı etmek
- baş üstünde tutmak
- başta taşımak
- bir dediğini iki etmemek
- bir elini bırakıp ötekini öpmek
- bir sözünü iki etmemek
- boyun kırmak
- çevrinmek
- değer vermek
- demek
- dikkate almak
- divan durmak
- dizilemek
- el bağlamak
- el pençe divan durmak
- el üstünde tutmak
- hatır saymak
- hatırından geçmemek
- hatırını hoş etmek
- hatırını saymak
- hürmet etmek
- iki büklüm olmak
- iki kat olmak
- itibar etmek
- nezaket göstermek
- omuzda taşımak
- ödemek
- ölçmek
- önemsemek
- saygı beslemek
- saygı duymak
- tavaf etmek
- tazim etmek
- tebcil etmek
- ululamak
- yer açmak
- yer öpmek
- yer vermek
- yere göğe koymamak
- yerlere kadar eğilmek
- yüze duramamak
HECELEME
de-mek DEMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Söylemek, söz söylemekÖrnek: Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar.
- [fiil] [-e] Ad vermekÖrnek: Muşmulaya döngel de derler.
- [fiil] Bir dilde karşılığı olmakÖrnek: Kamer `ay` demektir.
- [fiil] Herhangi bir ses çıkarmakÖrnek: Küt dedi, düştü.
- [fiil] [-e] Herhangi bir kanıya, yargıya varmakÖrnek: Bu işe herkes ne der?
- [fiil] Düşünmek
- [fiil] OranlamakÖrnek: Güzellik desen onda, zenginlik desen onda.
- [fiil] UmmakÖrnek: Bundan sonra gelir mi dersin?
- [fiil] ErişmekÖrnek: Saat yedi dedi mi uyanırım.
- [fiil] Bir işe kalkışmak, yeltenmekÖrnek: Kımıldanayım deme, kurşunu yersin. Ağzını açayım deme, çok fena olursun.
- [fiil] Saymak, kabul etmekÖrnek: Yarım milyon dediğin nedir?
- [fiil] Bir şey anlamına gelmekÖrnek: Okuryazar olmak adam olmak demek değildir.
- [fiil] Öyle miÖrnek: Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ!
- [fiil] Yani, anlaşılanÖrnek: Demek gideceksin.
- [fiil] İnanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük