kaplamak
[fiil] [-i] Her yanını örtmek, istila etmek
KAPLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KAPLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- addetmek
- alıntılamak
- asılmak
- atamak
- avuçlamak
- ayrılmak
- azaltmak
- başlamak
- bulmak
- bulundurmak
- çarpmak
- çekmek
- değiştirmek
- denkleştirmek
- devralmak
- düşürmek
- düzeltmek
- düzmek
- edinmek
- el koymak
- elde etmek
- ele geçirmek
- evlendirmek
- evlenmek
- fethetmek
- giymek
- götürmek
- hapazlamak
- içmek
- iktisap etmek
- işgal etmek
- kaldırmak
- kapışmak
- kaplamak
- kapmak
- kaptırmak
- kavramak
- kazanmak
- kesmek
- kıvırmak
- kıvırtmak
- koparmak
- kopartmak
- mal etmek
- mal olmak
- mallanmak
- maruz kalmak
- müsadere etmek
- müyesser olmak
- olmak
- peydahlamak
- sağlamak
- sahip olmak
- satın almak
- sıyırtmak
- soymak
- sürmek
- tahsil etmek
- tedarik etmek
- tedavi etmek
- temizlemek
- teslim almak
- tıraş etmek
- tüttürmek
- uçlanmak
- yapmak
- yürütmek
- zapt etmek
- abluka etmek
- ambargo koymak
- caymak
- çember içine almak
- çeviri yapmak
- çevrelemek
- değişmek
- değiştirmek
- döndürmek
- dönüştürmek
- etrafını almak
- etrafını sarmak
- geri vermek
- halkalamak
- ihata etmek
- kalp etmek
- kaplamak
- kıstırmak
- kordon altına almak
- kucaklamak
- kumar oynamak
- kuşatmak
- muhasara etmek
- onarmak
- ortaya almak
- önlemek
- pişirmek
- reddetmek
- sıkıştırmak
- sınırlamak
- tedvir etmek
- yapmak
- yöneltmek
- yönetmek
- ambalaj yapmak
- ambalajlamak
- bağlamak
- balya yapmak
- balyalamak
- beğenmek
- belemek
- bohçalamak
- bulaşmak
- bükmek
- çember geçirmek
- çemberlemek
- çevrelemek
- çıkılamak
- çıkın etmek
- çıkınlamak
- çuvallamak
- demetlemek
- denk yapmak
- destelemek
- dolamak
- dürmek
- dürümlemek
- düşünmek
- elemek
- fıçılamak
- giymek
- hayran etmek
- kâğıtlamak
- kangallamak
- kapamak
- kaplamak
- kasalamak
- kefenlemek
- kılıflamak
- kınlamak
- kucaklamak
- kundaklamak
- kuşatmak
- kutulamak
- paket etmek
- paketlemek
- sandıklamak
- sarılmak
- sarıp sarmalamak
- sarmalamak
- sataşmak
- sepetlemek
- şaşırmak
- takmak
- tedavi etmek
- tekfin etmek
- torbalamak
- turalamak
- yumaklamak
- yuvarlamak
- yükselmek
- a
- ağza düşmek
- ağzına sakız olmak
- aksetmek
- alıp yürümek
- ayyuka çıkmak
- bulaşmak
- büyümek
- çalkanmak
- çavlanmak
- çıkmak
- dağılmak
- dal budak salmak
- dallanıp budaklanmak
- dallanmak
- dilden dile dolaşmak
- dile düşmek
- dile gelmek
- dillenmek
- dillere destan olmak
- dillere düşmek
- duyulmak
- dünyayı tutmak
- evrenselleşmek
- gelişmek
- genelleşmek
- genişlemek
- güncelleşmek
- intişar etmek
- işitilmek
- kaplamak
- kol atmak
- kol uzatmak
- kök salmak
- laf çıkmak
- laf olmak
- meydan almak
- moda olmak
- otlamak
- oturmak
- rivayet olunmak
- saçılmak
- serilmek
- serpilmek
- sıçramak
- sızmak
- sirayet etmek
- şüyu bulmak
- taammüm etmek
- tevessü etmek
- yansımak
- yaygınlaşmak
- yemek
HECELEME
kap-la-mak KAPLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Her yanını örtmek, istila etmekÖrnek: Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu.
- [fiil] Çepeçevre sarmak, kuşatmakÖrnek: Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar.
- [fiil] [nesnesiz] Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almakÖrnek: Yorgan kaplamak.
- [fiil] Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
- [fiil] Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmekÖrnek: Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları...
- [fiil] Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak
- [fiil] Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
- [fiil] [mecaz] Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmakÖrnek: Ünü cihanı kapladı.
- [fiil] [mecaz] DoldurmakÖrnek: İçini sevinç kapladı.
- [fiil] [mecaz] DoldurmakÖrnek: Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük