karışmak
[fiil] [-e] İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek
KARIŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- araya girmek
- bağdaştırmak
- barıştırmak
- belsoğukluğuna uğratmak
- benimsemek
- birleşmek
- bulanmak
- bulaşmak
- burnunu sokmak
- çatallaşmak
- dağılmak
- dâhil olmak
- dahletmek
- daldırmak
- dalgasına taş atmak
- dalgasını taşlamak
- dalmak
- durdurmak
- el atmak
- el katmak
- engellemek
- girmek
- hariçten gazel atmak
- hariçten gazel okumak
- ilgilenmek
- kâhyalık etmek
- karmaşmak
- katılmak
- kaynanalık etmek
- kurşun atmak
- kurşun sıkmak
- lafa karışmak
- lafını kesmek
- methali olmak
- müdahale etmek
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmaklamak
- racon kesmek
- rol oynamak
- söze karışmak
- sözü ağzından almak
- sözünü kesmek
- taş koymak
- tavassut etmek
- temsil etmek
- üstüne gitmek
- yanaşmak
- zorlaşmak
KARIŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- âdet edinmek
- alışkanlık edinmek
- alışmak
- boynuna almak
- deruhte etmek
- düşmek
- gelenekleştirmek
- havasına uymak
- hazzetmek
- hoşlanmak
- huy edinmek
- ısınmak
- içselleştirmek
- iş edinmek
- izine uymak
- kabul etmek
- kabullenmek
- karışmak
- kaşarlanmak
- kendine mal etmek
- kopya etmek
- mal etmek
- mal olmak
- mallanmak
- mesuliyet almak
- meydana düşmek
- omuzlamak
- onamak
- ortaya düşmek
- otomatikleşmek
- ödev bilmek
- ödev saymak
- önemsemek
- örnek almak
- örneksemek
- öykünmek
- özenmek
- özümlemek
- özümsemek
- peşinden gitmek
- peşinden yürümek
- razı gelmek
- sahip çıkmak
- sarılmak
- sırtlamak
- sindirmek
- taahhüt etmek
- taklit etmek
- tekeffül etmek
- tesahup etmek
- tiryakisi olmak
- uhdesine almak
- üstlenmek
- üstüne almak
- üstüne yatmak
- üzerine almak
- vazife etmek
- vebal altında kalmak
- yük altına girmek
- yüklenmek
- yükümlenmek
- ağıllanmak
- anlaşmak
- baş başa vermek
- bileşmek
- bir araya gelmek
- bir olmak
- birikmek
- birlik olmak
- bitişmek
- buluşmak
- bütünleşmek
- çakışmak
- çatışmak
- çöküşmek
- derişmek
- dökülmek
- el ele vermek
- geçinmek
- geçişmek
- girişmek
- halvet olmak
- içtima etmek
- irkilmek
- iştirak etmek
- ittihat etmek
- kalabalıklaşmak
- karışmak
- katışmak
- kavuşmak
- kaynamak
- kaynaşmak
- kenetlenmek
- kervana katılmak
- kucaklaşmak
- kümelenmek
- kümeleşmek
- meclis kurmak
- mülaki olmak
- odaklanmak
- ortak olmak
- ortaklaşmak
- oturmak
- oyulgalanmak
- paylaşmak
- takılmak
- temasa geçmek
- temerküz etmek
- teraküm etmek
- terekküp etmek
- toplanılmak
- toplanmak
- toplaşmak
- toplumlaşmak
- üşmek
- üşüntü etmek
- üşüşmek
- yapışmak
- yaşamak
- yığılıp kalmak
- yığılışmak
- yığılmak
- yığışmak
- yuvalanmak
- alan talan olmak
- altüst olmak
- bozulmak
- çavlanmak
- çavmak
- çil yavrusu gibi dağılmak
- çözülmek
- darmadağın olmak
- darmaduman olmak
- dökülmek
- kaçışmak
- karışmak
- karmakarışık olmak
- karman çorman olmak
- paralamak
- perişan olmak
- saçalanmak
- saçılmak
- savrulmak
- serpilmek
- sirayet etmek
- tarumar olmak
- tuzla buz olmak
- uçuşmak
- yayılmak
- yenilmek
- yıpranmak
- yitmek
- alaka duymak
- alakadar olmak
- alakalanmak
- aramak
- arayıp sormak
- arkasından koşmak
- aşinalık göstermek
- bakmak
- başına çıkarmak
- büyütmek
- dertlenmek
- devreye girmek
- dikkat etmek
- düşkün olmak
- düşünmek
- eğilmek
- elden düşürmemek
- gönlü takılmak
- göz kulak olmak
- gözüne bakmak
- gözünün içine bakmak
- hâlleşmek
- hatır sormak
- hatırını sormak
- ihtimam etmek
- ihtimam göstermek
- ilgi duymak
- ilgi göstermek
- izlemek
- kapısını çalmak
- karışmak
- keyif sormak
- meşgul olmak
- meyletmek
- mukayyet olmak
- nezaret etmek
- şımartmak
- teveccüh
- tınmak
- uğraşmak
- üstüne düşmek
- üstüne titremek
- üzerine düşmek
- üzerine titremek
- yakınlık göstermek
- yoklamak
- yüzüne gülmek
- ziyaret etmek
- açmaza düşmek
- ağırlaşmak
- alev saçağı sarmak
- altından çapanoğlu çıkmak
- arapsaçına dönmek
- birbirine girmek
- çapraşıklaşmak
- çapraşmak
- çapraza sarmak
- çaprazlaşmak
- çetinleşmek
- çetrefilleşmek
- çıkmaza girmek
- çorba olmak
- dallanıp budaklanmak
- dallanmak
- daralmak
- dolaşmak
- düğümlenmek
- güce sarmak
- güçleşmek
- iş çatallanmak
- karışmak
- müşkülleşmek
- pürüzlenmek
- sarpa sarmak
- sarplaşmak
- sigortası atmak
- vurdukça tozumak
- zora binmek
HECELEME
ka-rış-mak KARIŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmekÖrnek: Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı.
- [fiil] Düzensiz, dağınık olmakÖrnek: Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi.
- [fiil] [nesnesiz] Bulanmak, duruluğunu yitirmekÖrnek: Hava birden karıştı. Zihnim karıştı.
- [fiil] [nesnesiz] Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmekÖrnek: Kaymakam işin karıştığını anlayarak...
- [fiil] Müdahale etmek, araya girmekÖrnek: Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü.
- [fiil] Engellemek, araya girmek
- [fiil] Bir araya gelmek, katılmakÖrnek: Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı.
- [fiil] İlgilenmek, müdahale etmek, el atmakÖrnek: Ben, dedim, başkalarının soyadlarına nasıl karışabilirim?
- [fiil] Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmakÖrnek: Bu işe belediye karışır.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük