kurtulmak
[fiil] [nesnesiz] Tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmak
KURTULMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- ablukayı yarmak
- aman bulmak
- asmak
- atlatmak
- baltası kütükten çıkmak
- başından atmak
- başından savmak
- başını kurtarmak
- boşalmak
- boşanmak
- defetmek
- dizginleri koparmak
- dört ayak üstüne düşmek
- ehven kurtulmak
- ekmek
- elinden kurtulmak
- felah bulmak
- geçiştirmek
- halas olmak
- kaçmak
- kapağı atmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- kopmak
- necat bulmak
- paçayı kurtarmak
- paçayı sıyırmak
- postu kurtarmak
- rahata kavuşmak
- safra atmak
- sağ kalmak
- satmak
- savmak
- savuşturmak
- selamete çıkmak
- serbestlemek
- sırtından atmak
- sıyırmak
- sıyırtmak
- sıyrılmak
- silkelemek
- silkinmek
- tehlike atlatmak
- temize çıkmak
- ucuz atlatmak
- ucuz kurtulmak
- üstünden atmak
- üzerinden atmak
- vartayı atlatmak
- verilmiş sadakası olmak
- yakadan atmak
- yakasını kurtarmak
- yakasını sıyırmak
- yakayı kurtarmak
- yakayı sıyırmak
- yavrulamak
- yenilmek
- yırtmak
- yitmek
KURTULMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aş
- ayrılmak
- baston francala
- bazlama
- bazlamaç
- bezdirme
- börek
- çavdar ekmeği
- çörek
- dikmek
- dökmek
- ekmek kırıntısı
- ekmek ufağı
- ev ekmeği
- fodla
- francala
- ful
- galeta unu
- glüten ekmeği
- gömme
- gömmek
- görev
- habbe
- israf etmek
- katlama
- kirde
- kömbe
- kurtulmak
- lavaş
- mısır ekmeği
- nan
- nimet
- ödemek
- pide
- saçmak
- sandviç
- savurmak
- serpmek
- sollamak
- somun
- tam ekmek
- tandır
- tandır ekmeği
- tost ekmeği
- üretmek
- vurmak
- yemek
- yenmek
- yitirmek
- yufka
- yufka ekmeği
- akmak
- andırmak
- aşmak
- başını alıp gitmek
- cızlamı çekmek
- cicozlamak
- çekilmek
- çil yavrusu gibi dağılmak
- çözülmek
- dar kaçmak
- dümeni kırmak
- fertik çekmek
- firar etmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geri çekilmek
- girmek
- gizlenmek
- ikilemek
- iltica etmek
- ipini kırmak
- kaçınmak
- kaymak
- kırmak
- koşmak
- kurtulmak
- mektebi asmak
- okulu kırmak
- paniklemek
- payandaları çözmek
- pırlamak
- ricat etmek
- sararmak
- savulmak
- savuşmak
- sekmek
- sığınmak
- sıvışmak
- sızmak
- tabana kuvvet kaçmak
- tabanları kaldırmak
- tabanları yağlamak
- topuklamak
- tozu dumana katmak
- tüymek
- uçmak
- uzaklaşmak
- vınlamak
- voltasını almak
- yan çizmek
- yelkenlemek
- yıpranmak
- zamkinos etmek
- abandone etmek
- açık düşmek
- alt olmak
- amana gelmek
- bahsi kaybetmek
- baş eğmek
- başına oturmak
- boyun eğmek
- bozguna uğramak
- bozulmak
- çözülmek
- dağılmak
- dama demek
- davayı kaybetmek
- diskalifiye olmak
- diz çökmek
- dize gelmek
- dizginleri ele vermek
- düşmek
- eğilmek
- elenmek
- eline düşmek
- havlu atmak
- hezimete uğramak
- imana gelmek
- inkıyat etmek
- kaput gitmek
- kaput olmak
- kaybetmek
- kova olmak
- kurtulmak
- mağlup olmak
- mars olmak
- mat olmak
- nakavt olmak
- nal toplamak
- oyun vermek
- partiyi kaybetmek
- pes demek
- pes etmek
- sınmak
- sırtı yere gelmek
- teslim bayrağı çekmek
- teslim olmak
- tuş olmak
- yatırmak
- yenik düşmek
- yenilgiye uğramak
- arazi olmak
- araziye uymak
- azmak
- çalınmak
- dağılmak
- deve olmak
- duman olmak
- düşmek
- elden çıkmak
- elden gitmek
- fevt olmak
- gaybubet etmek
- gitmek
- gömülmek
- görünmez olmak
- gözden kaybolmak
- izi belirsiz olmak
- izi silinmek
- kalkmak
- kaybolmak
- kayıplara karışmak
- kaynamak
- kırklara karışmak
- kurtulmak
- kül olmak
- namı nişanı kalmamak
- ortadan kalkmak
- ortadan kaybolmak
- sırra kadem basmak
- sırrolmak
- silinip gitmek
- silinmek
- sönmek
- tarihe karışmak
- toz olmak
- uçmak
- uçup gitmek
- yer yarılıp içine girmek
- yere batmak
- yerin dibine batmak
- yerin dibine geçmek
- yerinde yeller esmek
- yok olmak
- yolunu kaybetmek
- yürümek
- zail olmak
- zayi olmak
HECELEME
kur-tul-mak KURTULMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Tehlikeli veya kötü bir durumu atlatmakÖrnek: Beni musluğa götüren namuslu polisler kurtulduğumu görünce sevindiler.
- [fiil] [-den] İstenmeyen, sıkıntı veren, hoşlanılmayan bir kimseden, bir yerden, bir durumdan uzaklaşmakÖrnek: Her gülüşte, ihtiyarlığın içlerine çöktürdüğü birkaç yıldan kurtularak çocuk masumluğuyla güldüler.
- [fiil] [-den] Bir şey bulunduğu veya bağlı olduğu yerden ayrılmakÖrnek: Yüksek dallardaki fazla olgun, ballı şeftaliler, saplarından kurtularak dolgun, yumuşak bir sesle yerlere, çimenler içine durmamacasına yavaş yavaş dökülürdü.
- [fiil] Bağını koparıp kaçmakÖrnek: At kurtulmuş.
- [fiil] [mecaz] DoğurmakÖrnek: Kadın sabaha karşı kurtulmuş.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük