yapmak

[fiil] [-i] Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek
YAPMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YAPMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
almak
attırmak
bırakmak
bulunmak
buyurmak
cavlamak
çevirmek
çözmek
dışarı çıkmak
düzenlemek
düzmek
etmek
evlendirmek
eylemek
geçirmek
gerçekleştirmek
gitmek
görmek
göstermek
halk etmek
halletmek
hazırlamak
icra etmek
ifa etmek
inşa etmek
işlemek
ittihaz etmek
kaptırmak
kurmak
mahvetmek
meydana getirmek
onarmak
pişirmek
sarkıtmak
takılmak
tatbik etmek
uğratmak
uygulamak
üretmek
vücuda getirmek
yağdırmak
yaratmak
yardım etmek
yerine getirmek
HECELEME
yap-mak
YAPMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [-i] Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmekÖrnek: Her görevi ayrım gözetmeden aynı titizlikle yapmak başarının sırrıdır. [Çetin Altan]
  2. [fiil] [nesnesiz] Olmasına yol açmakÖrnek: Durgun sular sıtma yapar.
  3. [fiil] [nesnesiz] Yol almak
  4. [fiil] Onarmak, tamir etmekÖrnek: Bozulan saatimi saatçi yaptı.
  5. [fiil] [nesnesiz] Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmekÖrnek: Ayrıca terbiye edeceğim, onu yaman bir polis köpeği yapacağım. [Refik Halit Karay]
  6. [fiil] Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmekÖrnek: Şu işi yapıver diye yalvarmıştı da enişte engel olmuştu. [Sermet Muhtar Alus]
  7. [fiil] [nesnesiz] Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmekÖrnek: Elimi ağzına götürerek sus işareti yaptım. [Refik Halit Karay]
  8. [fiil] Düzenli bir duruma getirmekÖrnek: Yatak yapmak. Yolu yaptılar.
  9. [fiil] [nesnesiz] ÜretmekÖrnek: Ayakkabı yapmak.
  10. [fiil] [nesnesiz] Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmakÖrnek: Koşu yapmak. Sarsıntı yapmak.
  11. [fiil] [nesnesiz] Salgılamak, çıkarmakÖrnek: Tükürük bezleri tükürük yapar.
  12. [fiil] [-e] Dışkı çıkarmakÖrnek: Çocuk, altına yapmış.
  13. [fiil] GerçekleştirmekÖrnek: İlk ve ortaöğrenimini Anadolu'da yapmıştır. [Yusuf Ziya Ortaç]
  14. [fiil] Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmekÖrnek: Ben adamı ne yaparım biliyor musun?
  15. [fiil] [-e] [-i] EvlendirmekÖrnek: Bu kızı sana yapacağız.
  16. [fiil] [yardımcı fiil] Bir durum yaratmakÖrnek: Fırının harlı ateşi yanaklarını pembe pembe yapmıştı. [Nezihe Araz]
  17. [fiil] [yardımcı fiil] Edinmek, sahip olmakÖrnek: Servet yapmak. Altın yapmak.
  18. [fiil] [yardımcı fiil] Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmekÖrnek: Onu da Üsküdar'daki ambar memuru yapmak suretiyle daireden uzaklaştırdı. [Haldun Taner]
  19. [fiil] [nesnesiz] Davranmak, hareket etmekÖrnek: İyi yapmıyorsunuz, çocuğu çok azarlıyorsunuz. Uyumuş gibi yapmak.
  20. [fiil] [nesnesiz] OlmakÖrnek: Bu kış çok soğuk yaptı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: