kaynamak
[fiil] [nesnesiz] Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
KAYNAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KAYNAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açık kapı bırakmak
- ahitleşmek
- anlaşmaya varmak
- antant kalmak
- antlaşmak
- aynı ağzı kullanmak
- aynı telden çalmak
- bağdaşmak
- bağıtlaşmak
- bağlamak
- bağlantı yapmak
- bağlaşmak
- barış görüş olmak
- barış yapmak
- barışmak
- bırakışmak
- bir kazanda kaynamak
- birbirinin ağzına tükürmek
- buzlar çözülmek
- elleşmek
- geçinmek
- hep bir ağız olmak
- işi tatlıya bağlamak
- itilaf etmek
- ittifak etmek
- kavilleşmek
- kaynamak
- kesişmek
- kıyışmak
- kontrat yapmak
- mukavele yapmak
- mutabık kalmak
- mutabık olmak
- ortasını bulmak
- ödün vermek
- ödünlemek
- sardırmak
- söz kesmek
- sözleşme yapmak
- sözleşmek
- sulh olmak
- şartlaşmak
- şike yapmak
- tatlıya bağlamak
- taviz vermek
- uyuşmak
- uzlaşmak
- ağıllanmak
- baş başa vermek
- bileşmek
- bir araya gelmek
- bir olmak
- birikmek
- birlik olmak
- buluşmak
- bütünleşmek
- çakışmak
- çatışmak
- çöküşmek
- derişmek
- dökülmek
- el ele vermek
- geçinmek
- geçişmek
- girişmek
- halvet olmak
- içtima etmek
- irkilmek
- iştirak etmek
- ittihat etmek
- kalabalıklaşmak
- karışmak
- katışmak
- kavuşmak
- kaynamak
- kenetlenmek
- kervana katılmak
- kucaklaşmak
- kümelenmek
- kümeleşmek
- meclis kurmak
- mülaki olmak
- odaklanmak
- ortak olmak
- ortaklaşmak
- oturmak
- oyulgalanmak
- paylaşmak
- takılmak
- temasa geçmek
- temerküz etmek
- teraküm etmek
- terekküp etmek
- toplanılmak
- toplanmak
- toplaşmak
- toplumlaşmak
- üşmek
- üşüntü etmek
- üşüşmek
- yapışmak
- yaşamak
- yığılıp kalmak
- yığılışmak
- yığılmak
- yığışmak
- yuvalanmak
- aksamak
- artmak
- ayrılmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- erişmek
- fırlamak
- fışkırmak
- flört etmek
- geçinmek
- gelmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- vurmak
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
- ağılanmak
- ağırlaşmak
- ağız dil vermemek
- altüst olmak
- başına güneş geçmek
- başını kaldıramamak
- baygınlık geçirmek
- bir hoşluğu olmak
- bir tuhaflığı olmak
- boğaz olmak
- boğazı inmek
- bozulmak
- çayırlamak
- çıkarmak
- çipilleşmek
- çökmek
- çürüğe çıkmak
- çürük çıkmak
- dil ağız vermemek
- dökülmek
- döşeğe düşmek
- ekşimek
- felç olmak
- fenalaşmak
- fenalık geçirmek
- göğsü daralmak
- gün geçmek
- güneş çarpmak
- hâli harap olmak
- hasta düşmek
- hasta olmak
- hastalık almak
- hastalık kapmak
- hastanelik olmak
- havale gelmek
- helak olmak
- kaynamak
- keyfi bozulmak
- kırılıp dökülmek
- kırılmak
- komaya girmek
- kömür başa vurmak
- kötülemek
- kötüleşmek
- kriz geçirmek
- marazlanmak
- mide fesadına uğramak
- midesi ekşimek
- midesi kaynamak
- midesi yanmak
- nöbet tutmak
- ölüp ölüp dirilmek
- rahatsız olmak
- rahatsızlanmak
- sedyelik olmak
- şifayı bulmak
- şifayı kapmak
- teklemek
- titremek
- üşütmek
- yatağa düşmek
- yatak yorgan yatmak
- yataklara düşmek
- yorgan döşek yatmak
- zehirlenmek
- açılmak
- aklı başına gelmek
- anadan doğmuşa dönmek
- ateşi düşmek
- atlatmak
- ayağa kalkmak
- ayaklanmak
- ayıkmak
- ayılmak
- aymak
- belini doğrultmak
- benzine kan gelmek
- berkimek
- berkinmek
- biti kanlanmak
- boşalmak
- can gelmek
- canı gelmek
- canı yerine gelmek
- canlanmak
- deşarj olmak
- dincelmek
- dinçleşmek
- dirilmek
- düzelmek
- efkâr dağıtmak
- et bağlamak
- felah bulmak
- ferahlamak
- ferahlanmak
- geçirmek
- geçmek
- gelişmek
- gerilemek
- gönenmek
- görmediğe dönmek
- görmemişe dönmek
- gözü gönlü açılmak
- güçlenmek
- hafiflemek
- hafifleşmek
- hoşlaşmak
- inşirah bulmak
- istirahat etmek
- işlemek
- iyi olmak
- kafası yerine gelmek
- kafasını toplamak
- kalkmak
- kanlanmak
- kapanmak
- kaynamak
- kefeni yırtmak
- kendine gelmek
- kendini bulmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- komadan çıkmak
- kuvvetlenmek
- onmak
- rahatlamak
- sağalmak
- salah bulmak
- savuşmak
- şifa bulmak
- tedavi olmak
- toparlamak
- toparlanmak
- toplanmak
- yüzüne kan gelmek
- acından ölmek
- ağılanmak
- al kanlara boyanmak
- arkada bırakmak
- asılmak
- baş vermek
- başını vermek
- bir hâl olmak
- bir şey olmak
- bir şeyler olmak
- boğazlanmak
- boğdurulmak
- boğulmak
- bok yoluna gitmek
- boynunu bükmek
- buymak
- caddeyi tutmak
- can borcunu ödemek
- can vermek
- candan geçmek
- canı çıkmak
- canına kıymak
- canını vermek
- cartayı çekmek
- cavlağı çekmek
- cavlamak
- cehennemi boylamak
- cızlamı çekmek
- cicozlamak
- çatlamak
- çıngırağı çekmek
- damla inmek
- damlaya uğramak
- defnedilmek
- defnolunmak
- defteri dürülmek
- donmak
- duvağına doymamak
- dünyaya gözlerini kapamak
- dünyaya gözlerini yummak
- düşmek
- eceliyle ölmek
- emrihak vaki olmak
- eskimek
- eyeri boş kalmak
- fena bulmak
- fevt olmak
- fücceten gitmek
- gebermek
- geçinmek
- gitmek
- göç etmek
- göç eylemek
- göçmek
- göçüp gitmek
- gömülmek
- gözleri kapanmak
- gözlerini kapamak
- gözü açık gitmek
- gözü sönmek
- gözünü kapamak
- gözünü yummak
- gümbürdemek
- güme gitmek
- gümlemek
- gümleyip gitmek
- gürlemek
- gürleyip gitmek
- hançerlenmek
- hasret gitmek
- hayata gözlerini kapamak
- hayata gözlerini yummak
- hayatı kaymak
- helak olmak
- iki eli yanına gelmek
- iki seksen uzanmak
- imansız gitmek
- intihar etmek
- irtihal etmek
- kahrından ölmek
- kakırdamak
- kalıbı değiştirmek
- kalıbı dinlendirmek
- kan boğmak
- kan dökmek
- kan tutmak
- kandilin yağı tükenmek
- kanıyla ödemek
- kaynamak
- kazıklanmak
- kelleyi vermek
- kendini vurmak
- kıkırdamak
- kıran girmek
- kırılmak
- kim vurduya gitmek
- kurban gitmek
- kurban olmak
- kurumak
- kuş gibi uçup gitmek
- kuyruğu titretmek
- maktul düşmek
- maktul olmak
- Mevla'sına kavuşmak
- mortlamak
- mortoyu çekmek
- mürt olmak
- nabzı durmak
- nallanmak
- nefesi durmak
- ortadan kalkmak
- öbür dünyayı boylamak
- öldürülmek
- ömrü vefa etmemek
- papazı bulmak
- post elden gitmek
- postu deldirmek
- rahmetli olmak
- ruhunu teslim etmek
- sabaha çıkmamak
- soğuk vurmak
- soğuk yakmak
- son nefesini vermek
- şehit düşmek
- şehit olmak
- telef olmak
- temizlenmek
- tıngırdamak
- toprak olmak
- uzanmak
- vefat etmek
- vurgun yemek
- vurulmak
- yem olmak
- yoluna can vermek
- yoluna canını vermek
- yuvarlanıp gitmek
- yuvarlanmak
- yüreğine inmek
- yürümek
- zartayı çekmek
- zehirlenmek
- zıbarmak
- addetmek
- ağrımak
- anlamak
- atamak
- avlamak
- avlanmak
- ayırmak
- ayırtmak
- başlamak
- beğenmek
- bürümek
- değmek
- depreşmek
- dokunmak
- düşünmek
- el atmak
- el koymak
- elde etmek
- ele geçirmek
- engellemek
- erişmek
- geciktirmek
- gerçekleşmek
- girişmek
- gitmek
- hayran etmek
- izlemek
- kapmak
- kavramak
- kaynamak
- kıstırmak
- kiralamak
- kökleşmek
- mal olmak
- ödeşmek
- önlemek
- sürmek
- tebelleş olmak
- uğramak
- uymak
- vermek
- yakalamak
- yanmak
- yardım etmek
- zapt etmek
- arazi olmak
- araziye uymak
- azmak
- çalınmak
- dağılmak
- deve olmak
- duman olmak
- düşmek
- elden çıkmak
- elden gitmek
- fevt olmak
- gaybubet etmek
- gitmek
- gömülmek
- görünmez olmak
- gözden kaybolmak
- izi belirsiz olmak
- izi silinmek
- kaçmak
- kalkmak
- kaybolmak
- kayıplara karışmak
- kaynamak
- kırklara karışmak
- kurtulmak
- kül olmak
- namı nişanı kalmamak
- ortadan kalkmak
- ortadan kaybolmak
- sırra kadem basmak
- sırrolmak
- silinip gitmek
- silinmek
- sönmek
- tarihe karışmak
- toz olmak
- uçmak
- uçup gitmek
- yer yarılıp içine girmek
- yere batmak
- yerin dibine batmak
- yerin dibine geçmek
- yerinde yeller esmek
- yok olmak
- yolunu kaybetmek
- yürümek
- zail olmak
- zayi olmak
HECELEME
kay-na-mak KAYNAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamakÖrnek: Su, 100 °C'de kaynar.
- [fiil] Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmakÖrnek: Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu.
- [fiil] Yerden çıkmak
- [fiil] Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
- [fiil] Yara kapanmak, iyileşmek
- [fiil] Mayalı bir şey kabarıp köpürmekÖrnek: Şıra kaynamış.
- [fiil] Mide ekşimek
- [fiil] Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmakÖrnek: Deniz kaynıyor.
- [fiil] Çok miktarda bulunmakÖrnek: Burası karınca kaynıyor.
- [fiil] Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmakÖrnek: Burada bir iş kaynıyor.
- [fiil] Gerektiği gibi yapılamamakÖrnek: Lafa daldık, ders kaynadı.
- [fiil] Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmakÖrnek: Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu.
- [fiil] Coşmak, heyecanlanmak
- [fiil] [mecaz] Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
- [fiil] [argo] Arada kaybolmakÖrnek: Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük