yatırmak
[fiil] [-e] [-i] Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak
YATIRMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YATIRMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aldırmak
- asmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- döşemek
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yazmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
- ağırdan almak
- ağırsamak
- ağız yapmak
- ağzına bir parmak bal çalmak
- aksatmak
- askıda bırakmak
- askıya almak
- asmak
- atlatmak
- ayağını sürümek
- ayak sürümek
- bahane aramak
- boşlamak
- çamura yatmak
- eğlemek
- el sürmemek
- el vurmamak
- elinden iş çıkmamak
- Ermeni gelini gibi kırıtmak
- estek köstek etmek
- evelemek gevelemek
- geciktirmek
- geçiştirmek
- gevelemek
- içi almamak
- ihmal etmek
- ipe un sermek
- işi uzatmak
- işi yokuşa sürmek
- kapıları açık tutmak
- kapıp koyuvermek
- kendi hâline bırakmak
- kımkım etmek
- kokutmak
- kukla gibi oynatmak
- lafa boğmak
- müşkülat çıkarmak
- oyalamak
- oynatmak
- rafa kaldırmak
- rafa koymak
- sallamak
- sallantıda bırakmak
- savsamak
- sermek
- sürgit yapmak
- sürüncemede bırakmak
- süründürmek
- tavsatmak
- terk etmek
- uzatmak
- vakit kazanmak
- yatırmak
- yavaştan almak
- yerinde saymak
- yumurtaya kulp takmak
- yüzüstü bırakmak
- zaman kazanmak
- zorluk çıkarmak
- abandone etmek
- açık düşmek
- alt olmak
- amana gelmek
- bahsi kaybetmek
- baş eğmek
- başına oturmak
- boyun eğmek
- bozguna uğramak
- bozulmak
- çözülmek
- dağılmak
- dama demek
- davayı kaybetmek
- diskalifiye olmak
- diz çökmek
- dize gelmek
- dizginleri ele vermek
- düşmek
- eğilmek
- elenmek
- eline düşmek
- havlu atmak
- hezimete uğramak
- imana gelmek
- inkıyat etmek
- kaput gitmek
- kaput olmak
- kaybetmek
- kova olmak
- kurtulmak
- mağlup olmak
- mars olmak
- mat olmak
- nakavt olmak
- nal toplamak
- oyun vermek
- partiyi kaybetmek
- pes demek
- pes etmek
- sınmak
- sırtı yere gelmek
- teslim bayrağı çekmek
- teslim olmak
- tuş olmak
- yatırmak
- yenik düşmek
- yenilgiye uğramak
HECELEME
ya-tır-mak YATIRMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamakÖrnek: Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım.
- [fiil] [-i] [-de] UyutmakÖrnek: Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar.
- [fiil] [-i] Eğmek, yatık duruma getirmekÖrnek: Yağmur ekinleri yatırdı.
- [fiil] [-i] Konuk etmek
- [fiil] Parayı, işletmek amacıyla bir yere vermekÖrnek: Eline geçen serveti emlake yatırıyordu.
- [fiil] Parayı ödemek amacıyla bir kuruluşa vermek, teslim etmekÖrnek: Telefon parasını PTT'ye yatırdım.
- [fiil] Bir yiyeceği korumak veya tatlandırmak amacıyla tuz, soğan, yağ vb.nde bir süre bekletmekÖrnek: Pastırmayı çemene yatırmak.
- [fiil] [-i] Düzeltmek, bastırmak, yassıltmakÖrnek: Kemal Rıfat avucunun içiyle saçlarını yatırıyor.
- [fiil] HarcamakÖrnek: Sınırlı hoca aylığının yarısını her ay kitaplara yatırır.
- [fiil] [argo] Başarısızlığa uğramasına yol açmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük