boşanmak
[fiil] [-den] Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
BOŞANMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BOŞANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağıt tutturmak
- ağıt yakmak
- ağlamaklı olmak
- ağlaşmak
- ağlayıp sızlamak
- anırmak
- boşanmak
- dolukmak
- feryat etmek
- gözleri buğulanmak
- gözleri bulutlanmak
- gözleri dolmak
- gözleri dolu dolu olmak
- gözleri sulanmak
- gözleri yaşarmak
- gözlerinden yaş boşanmak
- hıçkırmak
- hüngürdemek
- inlemek
- kanlı yaş dökmek
- kanlı yaşlar dökmek
- sinirleri boşanmak
- ulumak
- yaş akıtmak
- yaş dökmek
- yaşlara boğulmak
- zırıldamak
- zırıldanmak
- zırlamak
- alakayı kesmek
- alarga etmek
- almak
- aradan çekilmek
- asmak
- ayağını çekmek
- ayağını kesmek
- ayrı düşmek
- ayrılışmak
- başını alıp gitmek
- bırakmak
- boşanmak
- bölünmek
- çekilmek
- defolmak
- ekmek
- el yıkamak
- emekli olmak
- emekliye ayrılmak
- esenlemek
- esenleşmek
- etek silkmek
- firar etmek
- gitmek
- göç etmek
- hesabı kesmek
- ilgisini kesmek
- ilişiğini kesmek
- ipi çözmek
- ipi kırmak
- ipi koparmak
- istifa etmek
- istifayı basmak
- kabine çekilmek
- kesilmek
- kopmak
- kösteği kırmak
- ortada bırakmak
- postayı kesmek
- satmak
- savuşmak
- sürüden ayrılmak
- tabanları yağlamak
- taşınmak
- tekaüt olmak
- terk etmek
- tüymek
- uzaklaşmak
- veda etmek
- vedalaşmak
- yuvasını bozmak
- yuvasını dağıtmak
- yürümek
- yüzüstü bırakmak
- aksamak
- artmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- erişmek
- fırlamak
- fışkırmak
- flört etmek
- geçinmek
- gelmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- iyileşmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- vurmak
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
- akmak
- andırmak
- asmak
- aşmak
- başını alıp gitmek
- boşanmak
- cızlamı çekmek
- cicozlamak
- çekilmek
- çil yavrusu gibi dağılmak
- çözülmek
- dar kaçmak
- dümeni kırmak
- elinden kurtulmak
- fertik çekmek
- firar etmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geri çekilmek
- girmek
- gizlenmek
- ikilemek
- iltica etmek
- ipini kırmak
- kaçınmak
- kaymak
- kırmak
- kirişi kırmak
- mektebi asmak
- okulu kırmak
- paçayı kurtarmak
- paniklemek
- payandaları çözmek
- pırlamak
- ricat etmek
- sararmak
- savulmak
- savuşmak
- sekmek
- sığınmak
- sıvışmak
- sıyrılmak
- sızmak
- tabana kuvvet kaçmak
- tabanları kaldırmak
- tabanları yağlamak
- topuklamak
- tozu dumana katmak
- tüymek
- uçmak
- uzaklaşmak
- vınlamak
- voltasını almak
- yakayı sıyırmak
- yan çizmek
- yelkenlemek
- yıpranmak
- yırtmak
- yitmek
- zamkinos etmek
- ablukayı yarmak
- aman bulmak
- asmak
- atlatmak
- baltası kütükten çıkmak
- başından atmak
- başından savmak
- başını kurtarmak
- boşalmak
- boşanmak
- defetmek
- dizginleri koparmak
- dört ayak üstüne düşmek
- ehven kurtulmak
- ekmek
- elinden kurtulmak
- felah bulmak
- geçiştirmek
- halas olmak
- kapağı atmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- kopmak
- necat bulmak
- paçayı kurtarmak
- paçayı sıyırmak
- postu kurtarmak
- rahata kavuşmak
- safra atmak
- sağ kalmak
- satmak
- savmak
- savuşturmak
- selamete çıkmak
- serbestlemek
- sırtından atmak
- sıyırmak
- sıyırtmak
- sıyrılmak
- silkelemek
- silkinmek
- tehlike atlatmak
- temize çıkmak
- ucuz atlatmak
- ucuz kurtulmak
- üstünden atmak
- üzerinden atmak
- vartayı atlatmak
- verilmiş sadakası olmak
- yakadan atmak
- yakasını kurtarmak
- yakasını sıyırmak
- yakayı kurtarmak
- yakayı sıyırmak
- yavrulamak
- yenilmek
- yırtmak
- yitmek
- ağlaşmak
- başının etini yemek
- boşanmak
- derdini dökmek
- dert anlatmak
- dert yanmak
- dırdırlanmak
- hoşnutsuzluk getirmek
- içini açmak
- içini boşaltmak
- içini dökmek
- kan ağlamak
- müşteki olmak
- nağme yapmak
- sızıldanmak
- sızlanmak
- sitem etmek
- şikâyet etmek
- şikâyet getirmek
- şikâyette bulunmak
- tacizlik getirmek
- tazallüm etmek
- vızıldanmak
- yanıp yakılmak
- yüreğini boşaltmak
- yüreğini dökmek
HECELEME
bo-şan-mak BOŞANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-den] Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmakÖrnek: Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı?
- [fiil] Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak
- [fiil] [nesnesiz] Bol bol akmakÖrnek: Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor.
- [fiil] [nesnesiz] Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmakÖrnek: Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı.
- [fiil] [nesnesiz] Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmakÖrnek: Yoksa tımarhane mi boşanmıştı?
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Dertlerini, yakınmalarını anlatmak
- [fiil] [halk ağzında] Sıyrılmak, kurtulmakÖrnek: Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük