koymak
[fiil] [-e] [-i] Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
KOYMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- aldırmak
- asmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- döşemek
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yazmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
KOYMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- almak
- anasını bellemek
- aşmak
- atlamak
- bastırmak
- becermek
- biçimlemek
- binmek
- bombalamak
- bozmak
- çivilemek
- daldırmak
- dalmak
- delmek
- demir atmak
- demirlemek
- devirmek
- diplemek
- düdüklemek
- dürtmek
- dürtüklemek
- düzeltmek
- düzenlemek
- elden geçirmek
- fişek atmak
- geçirmek
- gerdeğe girmek
- gitmek
- haklamak
- halletmek
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
- ifadesini almak
- iğfal etmek
- iş almak
- iş tutmak
- işlemek
- iyi etmek
- kanına girmek
- kasnaklamak
- kayarlamak
- kaymak
- kiremit aktarmak
- kirletmek
- koymak
- koynuna almak
- koynuna girmek
- köklemek
- lehimlemek
- nefes çekmek
- perçinlemek
- pompalamak
- sallanmak
- sıraya dizmek
- sikmek
- şişirmek
- tamamlamak
- tecavüz etmek
- tokmaklamak
- ufalamak
- uydurmak
- üflemek
- üfürmek
- vuruşmak
- yapmak
- yemek
- yıkmak
- zımbalamak
- artırmak
- aşılamak
- bindirmek
- çalmak
- çoğaltmak
- harman etmek
- harman yapmak
- harmanlamak
- ilave etmek
- ilhak etmek
- iliştirmek
- izafe etmek
- kabartmak
- karıştırmak
- karmak
- karmaştırmak
- katıştırmak
- katkıda bulunmak
- katmak
- kaynaştırmak
- koşmak
- koymak
- leffetmek
- şişirmek
- tağşiş etmek
- ulamak
- üstüne koymak
- üzerine koymak
- yamamak
- yedirmek
- yivlemek
- zammetmek
- alan talan etmek
- almak
- anaforlamak
- aparmak
- araklamak
- aşırmak
- atmak
- ayıklamak
- boynuna geçirmek
- cebellezi etmek
- cebine atmak
- cebine indirmek
- ceplemek
- çalımlamak
- çalıp çırpmak
- çalmak
- çamura yatmak
- çapullamak
- çarpmak
- çıkarmak
- çırpmak
- dağa çıkmak
- deve etmek
- deve yapmak
- dızlamak
- dolandırmak
- döviz kaçırmak
- el uzatmak
- elemek
- emmek
- emzirmek
- fırıldak çevirmek
- fırıldak döndürmek
- gargaraya getirmek
- gelberi etmek
- götürmek
- gözden sürmeyi çalmak
- gözden sürmeyi çekmek
- gözünden sürmeyi çalmak
- hak yemek
- hakkını yemek
- haraca bağlamak
- haraca kesmek
- haraç almak
- haraç yemek
- haram yemek
- hırsızlamak
- hırsızlık etmek
- hırsızlık yapmak
- iç etmek
- iş almak
- işlemek
- iteklemek
- itelemek
- iyi etmek
- kaçırmak
- kafese koymak
- kafeslemek
- kakalamak
- kaldırmak
- kamulaştırmak
- kanatlandırmak
- kaparozlamak
- kapışmak
- karmanyolaya getirmek
- kaynatmak
- kazımak
- kementlemek
- kesmek
- ketenpereye getirmek
- koymak
- makaslamak
- mantarlamak
- omuzlamak
- otlamak
- para dönmek
- para koparmak
- para sızdırmak
- rüşvet almak
- rüşvet yemek
- sağmak
- selbetmek
- sırıklamak
- sızdırmak
- soyup soğana çevirmek
- söğüşlemek
- sürmeyi gözden çekmek
- takmak
- talan etmek
- talanlamak
- taramak
- tecavüz etmek
- tırtıklamak
- tüydürmek
- uçurmak
- uğrulamak
- uğurlamak
- utmak
- uyutmak
- üçkâğıda getirmek
- ürkütmek
- ütmek
- vergiye bağlamak
- voli vurmak
- vurgun vurmak
- yağma etmek
- yağmalamak
- yemek
- yol kesmek
- yol vurmak
- yolmak
- yolunu bulmak
- yutmak
- yürütmek
- yüzmek
- zimmetine geçirmek
- zula etmek
- âdet olmak
- almak
- ardı arası kesilmemek
- ardı arkası kesilmemek
- arkası gelmek
- asıda kalmak
- asıda olmak
- askıda kalmak
- ayakta kalmak
- aylamak
- baki kalmak
- bengileşmek
- bitmek tükenmek bilmemek
- cezalandırmak
- çekmek
- çorap söküğü gibi gelmek
- çorap söküğü gibi gitmek
- daim olmak
- dayanmak
- değmek
- devam etmek
- durmak
- ebedîleşmek
- gâvur orucu gibi uzamak
- gelmek
- gırla gitmek
- gitmek
- hüküm sürmek
- intikal etmek
- itmek
- izlemek
- kaim olmak
- kalmak
- kangrenleşmek
- kazmak
- kovmak
- koymak
- muallakta kalmak
- muallakta olmak
- müzminleşmek
- olagelmek
- ölümsüzleşmek
- ömrü uzamak
- para basmak
- sakalı bitmek
- sallantıda kalmak
- satmak
- seyretmek
- sıvamak
- süregelmek
- süreğenleşmek
- sürüncemede kalmak
- sürüp gitmek
- teakup etmek
- temadi etmek
- teselsül etmek
- tevali etmek
- tutmak
- uzamak
- uzanmak
- yaşamak
- yetişmek
- yürümek
- yürütmek
- zincirlenmek
- acındırmak
- ağlatmak
- ah almak
- bağrını delmek
- batmak
- bir hoş eylemek
- boynunu bükmek
- can sıkmak
- dağlamak
- darıltmak
- delmek
- dokunmak
- duygulandırmak
- düşündürmek
- düşündürtmek
- eritmek
- etkilemek
- ezmek
- felfelek sokmak
- gamlandırmak
- gönül kırmak
- gönül yıkmak
- gücendirmek
- harcamak
- hatırını kırmak
- hırpalamak
- hislendirmek
- hüzünlendirmek
- içine dert olmak
- içine dokunmak
- içine işlemek
- içini kemirmek
- içini yakmak
- incitmek
- kahretmek
- kalbini kırmak
- kalp kırmak
- kavurmak
- kaygılandırmak
- keder vermek
- kederlendirmek
- keyfini bozmak
- keyfini kaçırmak
- kırıp geçirmek
- kırmak
- kıvrandırmak
- koymak
- küstürmek
- mahzun etmek
- meraklandırmak
- merakta bırakmak
- meyus etmek
- mütehassis etmek
- öldürmek
- pişman etmek
- rencide etmek
- sarsmak
- yara açmak
- yaralamak
- yaramazlık etmek
- yarasını deşmek
- yaraya tuz biber ekmek
- yemek
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yüreğe işlemek
- yüreğine işlemek
- yüreğini dağlamak
- yüreğini eritmek
- zehretmek
- zindan etmek
- acıtmak
- ateş etmek
- atmak
- avlamak
- bağlamak
- başına geçirmek
- bombalamak
- boş yerine vurmak
- boynuzlamak
- çakmak
- çalmak
- çarpmak
- çekmek
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çıkmak
- çırpıştırmak
- çırpmak
- çifte atmak
- çiftelemek
- çubuklamak
- darbe indirmek
- darbe vurmak
- darbelemek
- darbetmek
- değneklemek
- dirseklemek
- dokunmak
- dönmek
- dövmek
- dövünmek
- düşmek
- ekleştirmek
- ekmek
- etkilemek
- fiskelemek
- geçirmek
- giydirmek
- göçmek
- görünmek
- gümlemek
- gürültü etmek
- hırpalamak
- içirmek
- içmek
- indirmek
- inmek
- isabet etmek
- kafa atmak
- kafasını kırmak
- kelepçelemek
- kesmek
- kıç atmak
- kondurmak
- konmak
- koymak
- kötek atmak
- küçülmek
- kütletmek
- leşini sermek
- mıhlamak
- ödül almak
- öldürmek
- patlatmak
- pençe atmak
- pençe vurmak
- pençelemek
- rastlaşmak
- sallamak
- saplamak
- sarkıtmak
- savurmak
- sıvamak
- söylemek
- sumsuklamak
- suratına indirmek
- süsmek
- şamar atmak
- şamarlamak
- şaplak atmak
- şaplatmak
- şut atmak
- şut çekmek
- şutlamak
- takmak
- tartaklamak
- tekme atmak
- tekmelemek
- tepiklemek
- tıkırdatmak
- tıklatmak
- tırpan atmak
- tokat aşk etmek
- tokmaklamak
- tokuşturmak
- topuklamak
- tos vurmak
- toslamak
- toslaşmak
- turalamak
- üzengilemek
- vurduğu yerden ses gelmek
- vurunmak
- yanıltmak
- yansımak
- yapıştırmak
- yaralamak
- yumruk atmak
- yumruk indirmek
- yüreği çarpmak
- zımbalamak
- acıtmak
- alazlamak
- alevlendirmek
- ateş etmek
- ateş vermek
- ateşe tutmak
- ateşe vermek
- ateşi uyandırmak
- ateşlemek
- başı derde girmek
- başlatmak
- bestelemek
- dağlamak
- fayrap etmek
- fitillemek
- gömmek
- göymek
- harlatmak
- hayran etmek
- ısınmak
- karartmak
- kavurmak
- kibrit çakmak
- koymak
- körüklemek
- kundak koymak
- kundak sokmak
- kundaklamak
- kurutmak
- kül etmek
- mahvetmek
- ölçermek
- soğumak
- tutuşturmak
- tüttürmek
- uyandırmak
- üflemek
- ütmek
- ütülemek
- yandırmak
- yangına vermek
- yellemek
- yelpazelemek
- yok etmek
- beyaza çekmek
- bildirmek
- cızıktırmak
- çekmek
- çızıktırmak
- çiziktirmek
- daktilo etmek
- derkenar etmek
- dizeleştirmek
- döktürmek
- döşenmek
- dövmek
- eli kalem tutmak
- fişini tutmak
- fişlemek
- geçirmek
- haber geçmek
- imla etmek
- inşa etmek
- kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- kaleme kâğıda sarılmak
- kaleme sarılmak
- kaleminden kan damlamak
- karalamak
- kayda geçirmek
- kaydetmek
- kazımak
- koymak
- kütüğe geçirmek
- not almak
- not düşmek
- not etmek
- not tutmak
- öykülemek
- romanlaştırmak
- söylemek
- süslemek
- tahkiye etmek
- tarih atmak
- tarih düşürmek
- tarihlendirmek
- tebyiz etmek
- telif etmek
- temize çekmek
- tescil etmek
- tespit etmek
- tuğra çekmek
- yazıp çizmek
- yazıya dökmek
- zabıt tutmak
HECELEME
koy-mak KOYMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmekÖrnek: Öteki elini doktorun omzuna koydu.
- [fiil] Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamakÖrnek: Bu işe kimi koyacağız?
- [fiil] BırakmakÖrnek: İçeri kimseyi koymuyorlar.
- [fiil] Katmak, eklemekÖrnek: Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir.
- [fiil] İmza, tarih, adres yazmak
- [fiil] Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmakÖrnek: Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor.
- [fiil] [nesnesiz] Etkilemek, dokunmakÖrnek: Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona.
- [fiil] Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmakÖrnek: Giderlerini iki ay içinde yerine koydu.
- [fiil] Bırakmak, terk etmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük