boşalmak
[fiil] [nesnesiz] Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek
BOŞALMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BOŞALMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aksamak
- artmak
- ayrılmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- erişmek
- fırlamak
- fışkırmak
- flört etmek
- geçinmek
- gelmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- vurmak
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
- açılmak
- aklı başına gelmek
- anadan doğmuşa dönmek
- ateşi düşmek
- atlatmak
- ayağa kalkmak
- ayaklanmak
- ayıkmak
- ayılmak
- aymak
- belini doğrultmak
- benzine kan gelmek
- berkimek
- berkinmek
- biti kanlanmak
- boşalmak
- can gelmek
- canı gelmek
- canı yerine gelmek
- canlanmak
- deşarj olmak
- dincelmek
- dinçleşmek
- dirilmek
- düzelmek
- efkâr dağıtmak
- et bağlamak
- felah bulmak
- ferahlanmak
- geçirmek
- geçmek
- gelişmek
- gerilemek
- gönenmek
- görmediğe dönmek
- görmemişe dönmek
- gözü gönlü açılmak
- güçlenmek
- hafiflemek
- hafifleşmek
- hoşlaşmak
- inşirah bulmak
- istirahat etmek
- işlemek
- iyi olmak
- kafası yerine gelmek
- kafasını toplamak
- kalkmak
- kanlanmak
- kapanmak
- kaynamak
- kefeni yırtmak
- kendine gelmek
- kendini bulmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- komadan çıkmak
- kuvvetlenmek
- onmak
- rahatlamak
- sağalmak
- salah bulmak
- savuşmak
- şifa bulmak
- tedavi olmak
- toparlamak
- toparlanmak
- toplanmak
- yüzüne kan gelmek
- ablukayı yarmak
- aman bulmak
- asmak
- atlatmak
- baltası kütükten çıkmak
- başından atmak
- başından savmak
- başını kurtarmak
- boşalmak
- boşanmak
- defetmek
- dizginleri koparmak
- dört ayak üstüne düşmek
- ehven kurtulmak
- ekmek
- elinden kurtulmak
- felah bulmak
- geçiştirmek
- halas olmak
- kaçmak
- kapağı atmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- kopmak
- necat bulmak
- paçayı kurtarmak
- paçayı sıyırmak
- postu kurtarmak
- rahata kavuşmak
- safra atmak
- sağ kalmak
- satmak
- savmak
- savuşturmak
- selamete çıkmak
- serbestlemek
- sırtından atmak
- sıyırmak
- sıyırtmak
- sıyrılmak
- silkelemek
- silkinmek
- tehlike atlatmak
- temize çıkmak
- ucuz atlatmak
- ucuz kurtulmak
- üstünden atmak
- üzerinden atmak
- vartayı atlatmak
- verilmiş sadakası olmak
- yakadan atmak
- yakasını kurtarmak
- yakasını sıyırmak
- yakayı kurtarmak
- yakayı sıyırmak
- yavrulamak
- yenilmek
- yırtmak
- yitmek
- azalmak
- beti bereketi kaçmak
- beti bereketi kalmamak
- bitmek
- boşalmak
- cicozlamak
- çekilmek
- dama demek
- darlaşmak
- dibi görünmek
- eksilmek
- erimek
- gitmek
- harcanmak
- kesenin dibi görünmek
- kıran girmek
- kıtlaşmak
- kimya olmak
- kökü kazınmak
- kökü kurumak
- köküne kıran girmek
- sönmek
- su gibi gitmek
- suyunu çekmek
- tamtakır olmak
- yoğalmak
- yok satmak
- yorulmak
- zerresi kalmamak
- aç açık kalmak
- aç kalmak
- aç susuz kalmak
- bacası tütmez olmak
- başı daralmak
- başı darda kalmak
- başı sıkılmak
- başı sıkışmak
- beş parasız kalmak
- boşalmak
- burnunu çekmek
- dara düşmek
- darda bulunmak
- darda kalmak
- durumu bozulmak
- düşkünleşmek
- düşmek
- fakir düşmek
- fakirleşmek
- hafiflemek
- iflas etmek
- ikbali sönmek
- ipten kuşak kuşanmak
- köpeklemek
- kuru hasır üstünde kalmak
- kuru kilim üstünde kalmak
- kuru tahtada kalmak
- kül olmak
- mahvolmak
- miras yemek
- sebepsiz kalmak
- sıfırı tüketmek
- sıkılmak
- sıkıntıya düşmek
- sıkışmak
- sürünmek
- tın tın ötmek
- tırıllamak
- uçan kuşa borcu olmak
- uyuz olmak
- yoksul
- yoksullaşmak
- zarar etmek
- züğürtleşmek
HECELEME
bo-şal-mak BOŞALMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmekÖrnek: Sınıf tamamen boşaldığında çıtı pıtı kadınla öğretmenin de onlarla birlikte gitmiş olduklarını fark etti.
- [fiil] Dışarıya akmak, dökülmek
- [fiil] Gevşemek, açılmakÖrnek: Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.
- [fiil] [mecaz] Derdini, sıkıntısını birine anlatarak ferahlamak, deşarj olmakÖrnek: Derdimle öyle dolmuş ki boşalmadan evine gidemeyecek.
- [fiil] Hayvan, bağından kurtulmak
- [fiil] Doyuma ulaşmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük