sıkılmak
[fiil] [nesnesiz] Sıkma işi yapılmak
SIKILMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- ağırlık basmak
- ağırlık çökmek
- arlanmak
- ateş basmak
- başı dönmek
- başında olmak
- boğulmak
- bunalmak
- can alıp can vermek
- canı sıkılmak
- çatlamak
- elaman
- esnemek
- ezilip büzülmek
- göğsü daralmak
- göz açamamak
- hafakanlar basmak
- hafakanlar boğmak
- hicap etmek
- içi daralmak
- içi içine geçmek
- içi kapanmak
- içine baygınlıklar çökmek
- kabir azabı çekmek
- kâbus basmak
- kâbus çökmek
- mahcup olmak
- mihnet çekmek
- patlamak
- sıkıntı basmak
- sıkıntı çekmek
- sıkıntısı olmak
- tacizlik getirmek
- uflayıp puflamak
- usanmak
- utanç duymak
- utanmak
- üstüne fenalık gelmek
- yüreği daralmak
- yüreği kabarmak
- züğürtlemek
SIKILMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- altında kalmak
- ar etmek
- arına dokunmak
- çekingen davranmak
- çekinmek
- dut gibi olmak
- edep etmek
- ekşimek
- erimek
- gayretine dokunmak
- hicap duymak
- kulaklarına kadar kızarmak
- önüne bakmak
- sıkılmak
- süt dökmüş kediye dönmek
- teeddüp etmek
- utancından yere geçmek
- yer yarılıp içine girmek
- yere batmak
- yüzü kalmamak
- yüzü kızarmak
- yüzü olmamak
- yüzü yere geçmek
- yüzü yere gelmek
- yüzüne bakamaz olmak
- yüzünün derisi yere geçmek
- aç açık kalmak
- aç kalmak
- aç susuz kalmak
- bacası tütmez olmak
- başı daralmak
- başı darda kalmak
- başı sıkılmak
- başı sıkışmak
- beş parasız kalmak
- boşalmak
- burnunu çekmek
- dara düşmek
- darda bulunmak
- darda kalmak
- durumu bozulmak
- düşkünleşmek
- düşmek
- fakir düşmek
- fakirleşmek
- hafiflemek
- iflas etmek
- ikbali sönmek
- ipten kuşak kuşanmak
- köpeklemek
- kuru hasır üstünde kalmak
- kuru kilim üstünde kalmak
- kuru tahtada kalmak
- kül olmak
- mahvolmak
- miras yemek
- sebepsiz kalmak
- sıfırı tüketmek
- sıkılmak
- sıkıntıya düşmek
- sıkışmak
- sürünmek
- tın tın ötmek
- tırıllamak
- uçan kuşa borcu olmak
- uyuz olmak
- yoksul
- yoksullaşmak
- zarar etmek
- züğürtleşmek
HECELEME
sı-kıl-mak SIKILMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Sıkma işi yapılmakÖrnek: Çamaşırlar sıkıldı.
- [fiil] [-den] Can sıkıntısı duymakÖrnek: Ama lunaparkların işlemeli dönme dolaplarına bakmaktan hiç sıkılmadı.
- [fiil] Utanıp çekinmekÖrnek: O dakikadan dakikaya daha ziyade şaşırıyor, sıkılıyor, buradan kurtulmak istiyordu.
- [fiil] Sıkıntıya düşmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük