taşmak
[fiil] [nesnesiz] Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak
TAŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
TAŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acılaşmak
- afacanlaşmak
- arpası çok gelmek
- artırmak
- aşırı gitmek
- ateşi başına vurmak
- azgınlaşmak
- azışmak
- azıtmak
- barbarlaşmak
- başı zapt olunmamak
- büyümek
- cadalozlaşmak
- cıvımak
- cıvıtmak
- çukur
- dağıtmak
- delilenmek
- deliliği tutmak
- delişmenlik etmek
- deniz bindirmek
- dozu kaçmak
- dozunu kaçırmak
- ele avuca sığmamak
- fazla kaçırmak
- galeyan etmek
- galeyana gelmek
- gem almamak
- gemi azıya almak
- göl
- gözü dönmek
- gözü kararmak
- haddini aşmak
- harılanmak
- havalanmak
- hırçınlaşmak
- hırçınlık etmek
- huysuzlanmak
- huysuzlaşmak
- huysuzluk etmek
- iş çığırından çıkmak
- işi azıtmak
- kaçırmak
- kantarın topunu kaçırmak
- kırkından sonra azmak
- kızışmak
- kirlenmek
- kudurmak
- meydanı boş bulmak
- ölçüyü kaçırmak
- öleyazmak
- taşmak
- tek durmamak
- yaramaz olmak
- yaramazlık etmek
- yeğinleşmek
- yitmek
- yükselmek
- alev almak
- alevlenmek
- aslan kesilmek
- aşka gelmek
- ateş almak
- ateş kesilmek
- ateşlenmek
- ayranı kabarmak
- baharı başına vurmak
- başında kavak yeli esmek
- başında kavak yelleri esmek
- canlanmak
- cezbelenmek
- cezbeye tutulmak
- coşkulanmak
- coşkunlaşmak
- cümbüş yapmak
- çağlamak
- çalkanmak
- dağıtmak
- duygulanmak
- elektriklenmek
- eli ayağı titremek
- esrimek
- fayrap etmek
- feleği şaşmak
- galeyana gelmek
- gaşyolmak
- gayrete gelmek
- gayretlenmek
- gözüne hiçbir şey görünmemek
- hararetlenmek
- helecanlanmak
- heyecan duymak
- heyecana gelmek
- heyecana kapılmak
- heyecanlanmak
- heyheyler geçirmek
- heyheyleri tutmak
- heyheyleri üstünde olmak
- hislenmek
- hislerine kapılmak
- içi hop etmek
- içi içine sığmamak
- içi kabarmak
- içi kalkmak
- kabına sığmamak
- kalbi çarpmak
- kanı kaynamak
- kendinden geçmek
- kendini tutamamak
- kızışmak
- mütehassis olmak
- şaha kalkmak
- şahlanmak
- şevke gelmek
- şımarmak
- taşmak
- tepinmek
- vecde gelmek
- vidaları gevşemek
- yüreği çarpmak
- yüreği kalkmak
- aksamak
- ayrılmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- erişmek
- fırlamak
- fışkırmak
- flört etmek
- geçinmek
- gelmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- iyileşmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- vurmak
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
HECELEME
taş-mak TAŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmakÖrnek: Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı.
- [fiil] Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak
- [fiil] Bir yere veya şeye sığmamakÖrnek: Kasketinden taşmış siyah saçları yakına gelince çok kırçıllaştı.
- [fiil] İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmakÖrnek: Gösteri o kadar güzeldi ki seyirciler salondan taşmıştı.
- [fiil] [mecaz] Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamakÖrnek: Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu?
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük