kalakalmak
[fiil] [nesnesiz] Bir şey veya durum karşısında şaşırmak
KALAKALMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KALAKALMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- abliyi bırakmak
- abliyi kaçırmak
- acayibine gitmek
- afallamak
- afallaşmak
- ağzı açık kalmak
- ağzı bir karış açık kalmak
- ağzını açmak
- ahmaklaşmak
- akıl almamak
- aklı başında olmamak
- aklı başından gitmek
- aklı bokuna karışmak
- aklı durmak
- aklı karışmak
- alıklaşmak
- allak bullak olmak
- apışıp kalmak
- apışmak
- aptallaşmak
- ayağı dolaşmak
- bakakalmak
- basireti bağlanmak
- bastığı yeri bilmemek
- belinlemek
- benildemek
- beyni bulanmak
- beyninden vurulmuşa dönmek
- bir hoş olmak
- bir tuhaf olmak
- bir yaşına daha girmek
- boş bulunmak
- bozuntuya uğramak
- bönleşmek
- budalalaşmak
- buz kesilmek
- çarpılmak
- çuvallamak
- dili dolaşmak
- dili tutulmak
- donmak
- donup kalmak
- dudağını ısırmak
- dumanlanmak
- ek bent olmak
- eli böğründe kalmak
- enayileşmek
- eşekten düşmüş karpuza dönmek
- feleği şaşmak
- feleğini şaşırmak
- felfellemek
- garibine gitmek
- garipsemek
- gözlerine inanamamak
- gözlerini fal taşı gibi açmak
- hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak
- hayret etmek
- hayrete düşmek
- hayretler içinde kalmak
- hayretlere düşmek
- hayrette kalmak
- hoşafın yağı kesilmek
- kabız olmak
- kafası dönmek
- kafası durmak
- kafası karışmak
- kafası yerinde olmamak
- kafayı yemek
- kalakalmak
- kalıp kesilmek
- kan tutmak
- kanı donmak
- karıştırmak
- komaya girmek
- küçük dilini yutmak
- mayışmak
- ne olduğunu bilememek
- nefesi durmak
- nutku tutulmak
- parmağı ağzında kalmak
- parmak ısırmak
- pes demek
- pusulayı şaşırmak
- sağını solunu bilmemek
- salozlaşmak
- sapıtmak
- sarmak
- semeleşmek
- sendelemek
- sersemlemek
- sersemleşmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- şabanlaşmak
- şap gibi donmak
- şap gibi kalmak
- şaşakalmak
- şaşalamak
- şaşırıp kalmak
- şaşırtmak
- şaşkına dönmek
- şaşkınlaşmak
- şaşmak
- taaccüp etmek
- tanlamak
- taş kesilmek
- taşlaşmak
- tavan başına çökmek
- tavan başına yıkılmak
- tersi dönmek
- tuhaflaşmak
- tutulmak
- yaka ısırmak
- yanılmak
- yıldırımla vurulmuşa dönmek
- zihni bulanmak
- zihni karışmak
- acemileşmek
- ağır gelmek
- akıntıya kürek çekmek
- akla karayı seçmek
- arada kalmak
- baş alamamak
- başı sıkılmak
- başı sıkıya gelmek
- başına iş çıkmak
- başını ağrıtmak
- başını kaşımaya vakti olmamak
- başını kaşıyacak vakti olmamak
- başının derdine düşmek
- batağa saplanmak
- belaya çatmak
- bocalamak
- boyunduruk altına girmek
- buyruğu altına girmek
- canı burnuna gelmek
- canı burnundan gelmek
- çaresiz kalmak
- çekeceği olmak
- dara gelmek
- daralmak
- darda kalmak
- deveye hendek atlatmak
- emeklemek
- engellenmek
- fıtık olmak
- göbeği çatlamak
- göz açamamak
- güç gelmek
- güçlük çekmek
- iki arada kalmak
- iki ateş arasında kalmak
- ikiz doğurmak
- imanı gevremek
- iş başa düşmek
- iş düşmek
- kaçmaktan kovalamaya vakit olmamak
- kafasını kaşıyacak vakti olmamak
- kalakalmak
- kayıt altına girmek
- kedi ile harara girmek
- kendi derdine düşmek
- kendini sıkmak
- kırkından sonra saz çalmak
- kök sökmek
- kulağına kar suyu kaçmak
- kuyruğu sıkışmak
- mahkûm olmak
- mecbur olmak
- meşakkat çekmek
- meşakkate katlanmak
- müşkülat çekmek
- ortada kalmak
- ölüp ölüp dirilmek
- pahalıya mal olmak
- pahalıya oturmak
- sıçmak
- sıkıntı çekmek
- sıkışmak
- sıkıya gelmek
- tıpış tıpış yürümek
- tökezlemek
- uşaklık etmek
- uydulaşmak
- üstüne kalmak
- yumurta kapıya dayanmak
- yumurta kapıya gelmek
- zahmet çekmek
- zoru olmak
- zorunda kalmak
- zorunda olmak
HECELEME
ka-la-kal-mak KALAKALMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir şey veya durum karşısında şaşırmakÖrnek: Baktılar ve ani bir komutla dondurulmuşçasına öylece kalakaldılar.
- [fiil] Güç durumda kalmakÖrnek: Arka tekerler alıp başını geçti gitti. Kırk yolcu yolun ortasında kalakaldık.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük