TÜRKÇENİN TARİHÇESİ - 3

Türkçenin tarihi gelişimi incelendiğinde Göktürk, Uygur ve Karahanlı dönemlerine ait metinlerde, duruluğu ve sadeliği kanıtlar nitelikte eserler verilmiştir. Bu eserlerden kısaca bahsetmek gerekir ise, Göktürk dönemini ‘Orhun Abideleri’, Uygur dönemini ‘Altun yaruk –Sekiz Yükmek-Irk Bitiğ, Karahanlı dönemini ‘Kutadgu Bilig’-Divan-ı Lügati’t Türk-Atabetü’l-Hakayık ve Divan-ı Hikmet eserlerini başarı ile temsil etmişlerdir.
Türkçenin ortaya çıkış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber oluşumunun şu aşamalarda gerçekleştiği düşünülmektedir.

Altay Çağındaki Türkçede henüz bir dil özelliği kazanılamamış olup Moğolca ve diğer akraba diller ile birlikte Altayca içerisinde yer almaktadır. En eski Türkçe çağında, dilimizin Altaycadan ayrıldığı düşünülmektedir. Bu aşamada Türkçe ile birlikte Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri doğmuştur. İlk Türkçe Çağında ise dilimiz gelişerek diğer akraba dillerinden ayrılmıştır. Ve Hun Türkçesi bu aşamada kendini göstermiştir.

Eski Türkçe dönemi, başlangıçta 10.yüzyıla kadarki dönemi içermektedir. Bu dönemde dilimiz, Göktürkçe ve Uygarca olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Bu dil oldukça yalın olup yabancı etkilere uzaktır. Bu dönemin ilk örnekleri 8. yüzyılda diktirilen ‘Orhun Yazıtları'dır’. Orhun yazıtlarında Göktürk alfabesi kullanılmıştır. 'Türk' ve 'Türkçe' sözcüklerinin ilk kez bu anıtlarda güçlü bir söylev üslubu bulunmaktadır.

Orta Türkçe dönemi, 10. ve 13. yüzyılları kapsamaktadır. Bu dönem Türklerin İslamiyet’i kabul ettikleri zamana rastlamaktadır. Dilde, Arapça ve Farsçanın etkileri görülmeye başlamıştır. Bu dönemde ulusumuz, Karahanlı Türkçesi kullanmaya başlamıştır. İlk İslami Türkçe yapıtlarından yukarıda da bahsetmiş olduğumuz Divan-ı Lügati't Türk, Kutadgu Bilig ve Atabetü'l Hakayık bu dönemde yazılmıştır. Yeni Türkçe Dönemi ise 13.yüzyılda başlayıp günümüze kadar sürmektedir. 13. yüzyılın sonlarına doğru Doğu ve Batı Türkleri arasında birbirinden farklı ve yeni yazı dilleri oluşmaya başlamıştır.

 Türk Dili Tarihi Gelişimi

Türk dili, köken bakımından oldukça köklü bir geçmişe sahip bir dildir. Türk dil bilimcileri ise Türk dilinin MÖ. 3.000'li yıllara dayandığını hatta diğer bilimcilerin ise bu kökenin daha da eskiye dayandığını vurgulamaktadır. Türk dilinin evrelerinden kısaca bahsetmiştik. Bu evreleri geniş perspektifte ele alırsak, Türk dillerinin tarihi süreçteki gelişimi, İlk Türkçe- Ana Türkçe ve Eski Türkçe olarak ayırmak mümkündür.

İlk Türkçe dediğimiz dönem, bahsettiğimiz gibi karanlık dönemi yani yazılı kaynağın belirlenmediği dönemi kapsamaktadır. Ana Türkçe dediğimiz bölüm ise 1 ve 5.yüzyılı kapsamaktadır. Eski Türkçe ile kastedilen bölüm ise Göktürk-Uygur ve Karahanlı Dönemlerini kapsamaktadır. Dillerin tarihsel süreçteki gelişimi Eski Türkçe içerisinde kendi aralarında Göktürkçe, Uygurca ve Karahanlı Türkçesi olarak ayrılmaktadır. Göktürkçe, Kök Türklerin kullanmış olduğu dil evresini ifade etmektedir. Bu dönemdeki ilk yazılı metin, Tonyukuk, Kül Tigin ve Bilge Kağan anıtları ile günümüze kadar gelmiştir. Uygurca ise yerleşik hayata geçmiş ilk Türk topluluğu olan Uygurların kullandığı dil olarak karşımıza çıkmaktadır.

Karahanlı yani Hakaniye Türkçesi dediğimiz bu dönemde ise Arap alfabesi kullanılmış ve Türkçeye Arapçadan kelimeler transfer edilmiştir. Yeni Türkçe çerçevesinde değerlendirebileceğimiz Kuzeydoğu Türkçesi ve Batı Türkçesidir. Kuzeydoğu Türkçesi ise kendi aralarında Kıpçak Türkçesi ve Çağatay Türkçesi olarak ayrılmaktadır. Batı Türkçesi ise kendi aralarında Eski Anadolu Türkçesi-Osmanlı Türkçesi-Türkiye Türkçesi olarak ayrılmaktadır. Eski Anadolu Türkçesi dediğimiz dilde, Oğuz Türkçesi temeline dayanmaktadır. Bu dil, Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlıların yazı dili olarak karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Türkçesinde ise 15-20. yüzyıllar arasında Osmanlılar tarafından kullanılan bir dildir.

Ve son olarak Türkiye Türkçesinde ise, bu dönemde özellikle yabancı dillerin dil bilgisi yönündeki etkileri kırılmak ile birlikte İstanbul ağzı yazı dili kullanılmıştır. En önemlisi Atatürk tarafından Türk Dil Kurumunun kurulmasının bu dilin gelişiminde büyük bir katkısı bulunmaktadır.

  • Paylaş:
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR