zanaat
Köken: Arapça (ṣināʿat)
[isim] İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaat
ZANAAT İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağır iş
- ağırlık
- altın bilezik
- angarya
- başrol
- borç
- boyun
- direktif
- ek görev
- ekmek
- ekmek kapısı
- el kapısı
- ev işi
- fariza
- fonksiyon
- geçim kapısı
- geçim yolu
- geri hizmet
- hamallık
- hizmet
- iş
- iş güç
- işlev
- kariyer
- kat
- koltuk
- makam
- mansıp
- maslahat
- memuriyet
- merci
- meslek
- mesnet
- meşgale
- meşguliyet
- mevki
- misyon
- orun
- ödev
- post
- rol
- salahiyet
- sanat
- sandalye
- serbest çalışmak
- serbest meslek
- sınaat
- uğraş
- uğraşı
- uhde
- umur
- vazife
- vecibe
- yer
- yük
- zanaat
- Allah vergisi
- altın bilezik
- anıklık
- beceri
- beceriklilik
- cevher
- dâhilik
- değim
- deha
- dirayet
- ehliyet
- el alışkanlığı
- el çabukluğu
- el uzluğu
- el yatkınlığı
- genel yetenek
- hazakat
- hüner
- ihtisas
- istidat
- istinat
- kabiliyet
- kapasite
- kifayet
- kudret
- kuvve
- liyakat
- maharet
- marifet
- meleke
- mümarese
- mütehassıslık
- sanat
- selika
- ustalık
- uzluk
- uzmanlık
- yaratıcılık
- yatkınlık
- yeterlik
- yeti
- yordam
- zanaat
HECELEME
za-na-at ZANAAT KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] İnsanların maddeye dayanan gereksinimlerini karşılamak için yapılan, öğrenimle birlikte deneyim, beceri ve ustalık gerektiren iş, sınaatÖrnek: Hiçbir vatandaşa benim zanaatı tavsiye etmem.
- [isim] El ustalığı isteyen işler
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük