kat
[isim] Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü
KAT İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağır iş
- ağırlık
- altın bilezik
- angarya
- başrol
- borç
- boyun
- direktif
- ek görev
- ekmek
- ekmek kapısı
- el kapısı
- ev işi
- fariza
- fonksiyon
- geçim kapısı
- geçim yolu
- geri hizmet
- hamallık
- hizmet
- iş
- iş güç
- işlev
- kariyer
- kat
- koltuk
- makam
- mansıp
- maslahat
- memuriyet
- merci
- meslek
- mesnet
- meşgale
- meşguliyet
- mevki
- misyon
- orun
- ödev
- post
- rol
- salahiyet
- sanat
- sandalye
- serbest çalışmak
- serbest meslek
- sınaat
- uğraş
- uğraşı
- uhde
- umur
- vazife
- vecibe
- yer
- yük
- zanaat
- aile ocağı
- ana yapı
- apartman
- aşiyan
- baba ocağı
- baba yurdu
- baraka
- barhana
- barınak
- bazilika
- bendehane
- berhane
- beyit
- bina
- bungalov
- cankurtaran kulübesi
- çatı katı
- çekme kat
- daire
- dam
- dam altı
- dar
- devlethane
- dubleks daire
- eklentiler
- ev
- ev bark
- fakirhane
- gecekondu
- gökdelen
- güme
- güzlek
- hanay
- hane
- harem
- haremlik
- huğ
- ikametgâh
- in
- irat
- izbe
- kasır
- kâşane
- kat
- kışlak
- kışlık
- koğuş
- konak
- konak yavrusu
- korugan
- kovuk
- koyut
- köşk
- kule
- kulübe
- külliye
- kümes
- kümültü
- lojman
- mabeyin
- mağara
- malikâne
- mekân
- melce
- mesken
- müsakkafat
- müştemilat
- ocak
- oda
- ortalık
- palas
- pavyon
- rezidans
- salaş
- saray
- sayfiye
- selamlık
- sığınak
- sosyal konut
- stüdyo
- şato
- tekke
- tol
- villa
- yalı
- yapı
- yaylak
- yazlık
- yer yurt
- yurtluk
- yuva
- zaviye
- zemin katı
- adet
- araba
- bakraç
- bardak
- baskı
- baş
- boy
- büküm
- çalımlık
- çuval
- diş
- dolam
- dolusu
- doyumluk
- doz
- dönümlük
- foroz
- grosa
- kadeh
- kantite
- kaplık
- kaşık
- kaşıklık
- kat
- katımlık
- kavanoz
- kelle
- kemiyet
- kepçe
- kese
- kıyımlık
- kişilik
- kitaplık
- konaklık
- kök
- kucak
- kupa
- kutu
- küfe
- külah
- meblağ
- miktar
- numara
- nüfus
- ölçü
- paket
- parça
- pare
- pişim
- pişirimlik
- pot
- rakam
- sahanlık
- sap
- sarım
- sayı
- sayıltı
- sepet
- suvarım
- şişe
- tabak
- tabla
- tane
- tas
- teneke
- tepsi
- testi
- tiraj
- toplam
- varil
- yük
HECELEME
kat KAT KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünüÖrnek: Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık.
- [isim] Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şeyÖrnek: Bir kat yufka, bir kat peynir.
- [isim] Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
- [isim] Giyeceklerde takımÖrnek: Birer kat elbise ile kalacağız.
- [isim] Apartman dairesi
- [isim] Ön, yanÖrnek: Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır.
- [isim] Huzur
- [isim] Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımıÖrnek: Kumaşın katı.
- [isim] Makam
- [isim] Kez, defa, misilÖrnek: Bu, ondan iki kat pahalı.
- [isim] [jeoloji] Katman
- [isim] [matematik] Tekrarlanan bir sayının toplamıÖrnek: 6, 9, 12 ve 15 sayıları 3 sayısının katlarındandır.
- [isim] [eskimiş] Kesme, kesilme
- [isim] İlgiyi kesme
- [isim] Sonuca bağlama, bitirme
- [isim] [edebiyat] Kesme
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük