sindirmek
[fiil] [-i] Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmak
SİNDİRMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SİNDİRMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- âdet edinmek
- alışkanlık edinmek
- alışmak
- boynuna almak
- deruhte etmek
- düşmek
- gelenekleştirmek
- havasına uymak
- hazzetmek
- hoşlanmak
- huy edinmek
- ısınmak
- içselleştirmek
- iş edinmek
- izine uymak
- kabul etmek
- karışmak
- kaşarlanmak
- katılmak
- kendine mal etmek
- kopya etmek
- mal etmek
- mal olmak
- mallanmak
- mesuliyet almak
- meydana düşmek
- omuzlamak
- onamak
- ortaya düşmek
- otomatikleşmek
- ödev bilmek
- ödev saymak
- önemsemek
- örnek almak
- örneksemek
- öykünmek
- özenmek
- özümsemek
- peşinden gitmek
- peşinden yürümek
- razı gelmek
- sahip çıkmak
- sarılmak
- sırtlamak
- sindirmek
- taahhüt etmek
- taklit etmek
- tekeffül etmek
- tesahup etmek
- tiryakisi olmak
- uhdesine almak
- üstlenmek
- üstüne almak
- üstüne yatmak
- üzerine almak
- vazife etmek
- vebal altında kalmak
- yük altına girmek
- yüklenmek
- yükümlenmek
- aba altından değnek göstermek
- asıp kesmek
- ateşe vermek
- bindirmek
- cayırtı vermek
- çökermek
- çökertmek
- dehşet saçmak
- diş gıcırdatmak
- diş göstermek
- duman attırmak
- göz yıldırmak
- gözdağı vermek
- gözlerini devirmek
- gözünü korkutmak
- gözünü yıldırmak
- irkiltmek
- kesip biçmek
- keskenmek
- kokorozlanmak
- korku saçmak
- korku salmak
- korku vermek
- maneviyatını kırmak
- moralini bozmak
- ödünü koparmak
- ödünü patlatmak
- örselemek
- sindirmek
- susta durdurmak
- şantaj yapmak
- taciz etmek
- tedirgin etmek
- tehdit savurmak
- tırnak göstermek
- titretmek
- ürküntü vermek
- ürkütmek
- yumruk göstermek
- yüreğini oynatmak
- agâh olmak
- akıl almak
- aklında tutmak
- alışmak
- anlamak
- aydınlanmak
- bellemek
- beynine girmek
- bilgi edinmek
- bilgilenmek
- bilişmek
- bilmek
- çalışmak
- çantadan yetişmek
- dağarcığına atmak
- derinleşmek
- ders almak
- ders görmek
- dirsek çürütmek
- eli alışmak
- eli kırılmak
- erginlenmek
- ezber etmek
- ezberlemek
- fenlenmek
- feyizlenmek
- fikir edinmek
- fikir vermek
- geçmek
- görgülenmek
- haber almak
- hıfzetmek
- ibret almak
- ihtisas yapmak
- ilmini almak
- istihbar etmek
- kapmak
- kaşarlanmak
- kavramak
- kıraat etmek
- kulağını açmak
- malumat almak
- malumat edinmek
- meşk almak
- meşk etmek
- mezun olmak
- muttali olmak
- okumak
- papağan gibi ezberlemek
- pişirmek
- sindirmek
- sökmek
- su gibi ezberlemek
- tahsil etmek
- tahsil görmek
- tanımak
- tefeyyüz etmek
- terbiye almak
- terbiye görmek
- ufkunu genişletmek
- uyanmak
- yetişmek
- yoğrulmak
- yontulmak
- yutmak
- zihnine yerleştirmek
HECELEME
sin-dir-mek SİNDİRMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Sinmesini sağlamak veya sinmesine sebep olmakÖrnek: Kartal burunlu, kalın kaşlı, çember sakallı ihtiyar, Sertman'ı biraz sindirdi.
- [fiil] Yenilen besin maddesini sindirim sisteminde gereken değişikliklere uğratarak kana karışabilir bir duruma getirmek, hazmetmekÖrnek: Hoca, sabahleyin bir bahçıvanın ikram ettiği turp salatasını henüz sindirememişti.
- [fiil] [mecaz] Kendine mal etmek, anlayışla karşılayıp benimsemekÖrnek: Bir de o düşünceleri gerçekten sindirmiş bilginlerin, bilge kişilerin tutumuna bir bakın.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük