hapsetmek
Köken: Arapça (ḥabs) ve Türkçe (etmek)
[fiil] [-e] [-i] Bir suçluyu hapishaneye koymak
HAPSETMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
HAPSETMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ceza almak
- ceza kesmek
- ceza vermek
- ceza yazmak
- cezaya çarptırmak
- defterini dürmek
- diskalifiye etmek
- giydirmek
- hapsetmek
- hesabını görmek
- hüküm vermek
- içeri almak
- içeri tıkmak
- idam etmek
- kapatmak
- kısas etmek
- kıymak
- kodese tıkmak
- kulağını çekmek
- nallamak
- nefyetmek
- sallandırmak
- sokmak
- sürgüne göndermek
- sürmek
- takmak
- tecziye etmek
- tomruğa atmak
- toplamak
- toplatmak
- tundan tuna atmak
- uzaklaştırmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yuvasını yapmak
- bekitmek
- bitirmek
- çıtçıtlamak
- demirlemek
- durdurmak
- düğmelemek
- engellemek
- hapsetmek
- iliklemek
- indirmek
- kapatmak
- kapısına kilit vurmak
- kenetlemek
- kesmek
- kırpmak
- kısmak
- kilitlemek
- kopçalamak
- mandallamak
- mühürlemek
- örtmek
- rezelemek
- saklamak
- sarmak
- sarmalamak
- susmak
- susturmak
- sürgülemek
- sürmelemek
- süzmek
- tapalamak
- tıkaçlamak
- tıkamak
- tıpalamak
- tırkazlamak
- yummak
- adımını attırmamak
- aksatmak
- alıkoymak
- ambargo koymak
- arabanın tekerine taş koymak
- araya girmek
- ardını kesmek
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak
- ayağını bağlamak
- ayak bağı olmak
- bağlamak
- baltalamak
- baraj yapmak
- bastırmak
- belini bükmek
- boğmak
- cesaretini kırmak
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çelmelemek
- çevirmek
- darbelemek
- dolaşmak
- döndürmek
- durdurmak
- durdurtmak
- duvar yapmak
- engel çıkarmak
- engel olmak
- engellemek
- frenlemek
- gem vurmak
- gemlemek
- geriletmek
- göğüslemek
- gölge etmek
- güçleştirmek
- güçlük çıkarmak
- hapsetmek
- işgal etmek
- işkâl etmek
- kapatmak
- karanlık etmek
- karşı çıkmak
- karşılamak
- karşısına dikilmek
- kesmek
- ket vurmak
- kısıtlamak
- kısmak
- kısmetine mâni olmak
- köstek olmak
- köstek vurmak
- kösteklemek
- lafa tutmak
- makaslamak
- mandallamak
- mâni olmak
- menetmek
- meşgul etmek
- meydan bırakmamak
- meydan vermemek
- mümanaat etmek
- oyalamak
- oyunbozanlık etmek
- önüne çıkmak
- önüne dikilmek
- önüne geçmek
- önünü almak
- önünü kesmek
- sansür etmek
- sansürden geçirmek
- sansürlemek
- sekteye uğratmak
- seslenmek
- set çekmek
- takoz koymak
- taş koymak
- tutmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yol tutmak
- yoldan çevirmek
- yolunu kesmek
- zora koşmak
- zorlaştırmak
- zorluk çıkarmak
- araklamak
- avlamak
- avlanmak
- ayıklamak
- bulmak
- çalyaka etmek
- derdest etmek
- destelemek
- dil tutmak
- el koymak
- ele geçirmek
- eline geçmek
- enselemek
- ensesine yapışmak
- esir almak
- esir etmek
- etkilenmek
- fark etmek
- gagasından yakalamak
- götürmek
- gözaltına almak
- gözetime almak
- hapsetmek
- içeri tıkmak
- kafese koymak
- kapmak
- kavramak
- kıstırmak
- kodese tıkmak
- köleleştirmek
- kuyruğunu kıstırmak
- nezarete almak
- ökselemek
- paketlemek
- posta etmek
- postalamak
- sezmek
- teslim almak
- tevkif etmek
- tutmak
- yakasına asılmak
- yakasına yapışmak
HECELEME
hap-set-mek HAPSETMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Bir suçluyu hapishaneye koymak
- [fiil] Bir yere kapatıp salıvermemekÖrnek: Kediyi odaya hapsetti.
- [fiil] Engellemek, sınırlamak
- [fiil] [mecaz] [-de] Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymakÖrnek: Gelirim diye beni akşama kadar burada hapsetti.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük