gezinmek
[fiil] [nesnesiz] Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek
GEZİNMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adım adım gezmek
- akmak
- aşağı yukarı yürümek
- avare dolaşmak
- aylanmak
- çalkanmak
- çevrinmek
- devretmek
- doksan kapının ipini çekmek
- dönelemek
- dönmek
- dönüp dolaşmak
- dört dönmek
- elini kolunu sallaya sallaya gezmek
- fır dönmek
- gezelemek
- gezinmek
- gezip tozmak
- gezmek
- harman çevirmek
- harmanlamak
- incelemek
- kırk kapının ipini çekmek
- kol gezmek
- kol vurmak
- kolaçan etmek
- mehtaba çıkmak
- mekik atmak
- mekik dokumak
- önlemek
- piknik yapmak
- piyasa etmek
- salma gezmek
- seksen kapının ipini çekmek
- seyran etmek
- seyran eylemek
- seyrana çıkmak
- sürtmek
- sürtüp durmak
- sürüklenmek
- tavaf etmek
- temaşa etmek
- tur atmak
- tura çıkmak
- turalamak
- üç aşağı beş yukarı dolaşmak
- volta atmak
- volta vurmak
- yolculuk etmek
- yollara düşmek
- yortmak
- yürüyüş yapmak
- yürüyüşe çıkmak
- zorlaşmak
- adım atmak
- adımlamak
- adımlarını açmak
- adımlarını seyrekleştirmek
- adımlarını sıklaştırmak
- arşınlamak
- ayaklanmak
- ayrılmak
- bürümek
- gezinmek
- gitmek
- kımıldamak
- kıvramak
- kösteği kırmak
- ölmek
- pergelleri açmak
- saldırmak
- sıralamak
- sürmek
- taban patlatmak
- taban tepmek
- tabanları yağlamak
- tepmek
- tıpış tıpış yürümek
- tırıs gitmek
- volta atmak
- yitmek
- yol tepmek
- yorgalamak
- yortmak
HECELEME
ge-zin-mek GEZİNMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmekÖrnek: Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu.
- [fiil] Belirli bir çevre içinde gezip durmakÖrnek: Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum.
- [fiil] [müzik] Özellikle doğaçtan yapılan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük