üflemek
[fiil] [-e] [-i] Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek, üfürmek
ÜFLEMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ÜFLEMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- anaforlamak
- andırmak
- araklamak
- aşırmak
- çalgı çalmak
- çalıp çırpmak
- çarpmak
- dımbırdatmak
- dolaşmak
- eklemek
- geçmek
- gezinmek
- gıcırdatmak
- gürültü etmek
- hırsızlık etmek
- icra etmek
- kesmek
- konuşturmak
- öttürmek
- sıvamak
- solo yapmak
- soymak
- soyup soğana çevirmek
- temizlenmek
- tıngırdatmak
- tırtıklamak
- üflemek
- vurmak
- yorumlamak
- yürütmek
- zımbırdatmak
- almak
- anasını bellemek
- aşmak
- atlamak
- basmak
- bastırmak
- becermek
- biçimlemek
- binmek
- bombalamak
- bozmak
- çivilemek
- daldırmak
- dalmak
- delmek
- demir atmak
- demirlemek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- doldurmak
- düdüklemek
- dürtmek
- dürtüklemek
- düzeltmek
- düzenlemek
- elden geçirmek
- fişek atmak
- geçirmek
- gerdeğe girmek
- gitmek
- haklamak
- halletmek
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
- ifadesini almak
- iğfal etmek
- iş almak
- iş tutmak
- işlemek
- iyi etmek
- kanına girmek
- kasnaklamak
- kayarlamak
- kaymak
- kiremit aktarmak
- kirletmek
- koymak
- koynuna almak
- koynuna girmek
- köklemek
- lehimlemek
- nefes çekmek
- perçinlemek
- pompalamak
- sallanmak
- sıraya dizmek
- sikmek
- sokmak
- şişirmek
- tamamlamak
- tecavüz etmek
- tokmaklamak
- ufalamak
- uydurmak
- üflemek
- vuruşmak
- yapmak
- yemek
- yıkmak
- zımbalamak
- acıtmak
- alazlamak
- alevlendirmek
- ateş etmek
- ateş vermek
- ateşe tutmak
- ateşe vermek
- ateşi uyandırmak
- ateşlemek
- başı derde girmek
- başlatmak
- bestelemek
- dağlamak
- fayrap etmek
- fitillemek
- gömmek
- göymek
- harlatmak
- hayran etmek
- ısınmak
- karartmak
- kavurmak
- kibrit çakmak
- koymak
- körüklemek
- kundak koymak
- kundak sokmak
- kundaklamak
- kurutmak
- kül etmek
- mahvetmek
- ölçermek
- soğumak
- tutuşturmak
- tüttürmek
- uyandırmak
- üflemek
- ütmek
- ütülemek
- yandırmak
- yangına vermek
- yellemek
- yelpazelemek
- yok etmek
HECELEME
üf-le-mek ÜFLEMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek, üfürmekÖrnek: İki senedir sigaralarının dumanlarını burnuma üflediği yetmemiş gibi şimdi de bana oyun etmeye kalkışıyor.
- [fiil] [-i] Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermekÖrnek: İdris, iskele başında salep güğümünün altındaki eleme kömürlerin küllerini üflüyor.
- [fiil] [-i] Nefesli çalgıları çalmakÖrnek: Arkadaş çalgısını bir iki defa üfledikten sonra döndü.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük