zimmet
Köken: Arapça (ẕimmet)
[isim] Üstünde olan şey
ZİMMET İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- akıtma
- arak
- arakçılık
- arpacılık
- aşıramento
- aşırmacılık
- aşırmasyon
- aşırtı
- bulgurculuk
- cebellezi
- cepçilik
- çalma
- çomak
- çor
- eşkıyalık
- gece işçiliği
- gelberi
- haraççılık
- haramilik
- haydutluk
- hırsızlık
- iftira
- ihtilas
- intihal
- iş
- kapkaç
- kapkaççılık
- kaptıkaçtı
- karmanyola
- karmanyolacılık
- karşılama
- kayış
- keski
- kova
- kravat
- makas
- manita
- manitacılık
- muslukçuluk
- otelcilik
- otobüsçülük
- pantufla
- pislikçilik
- sirkat
- soygun
- soygunculuk
- söğüş
- sövüş
- şakilik
- şekavet
- tırtık
- tırtıklama
- toka
- tokat
- uçurma
- uçurtma
- uğruluk
- yağma
- yankesicilik
- zarfçılık
- zimmet
- açık
- açık kredi
- akreditif
- alacak
- alacak verecek
- ariyet
- askı
- avans
- borç harç
- çorba
- dekont
- dış borç
- düyun
- eğreti
- emanet
- gönül borcu
- görev
- hesap
- iare
- ikraz
- iktibas
- ipotek
- istiare
- istikraz
- kredi
- kredi mektubu
- matlup
- minnet
- minnettarlık
- müdana
- namus borcu
- ödev
- ödünç
- ödünçleme
- öndelik
- şükran
- takanak
- takıntı
- taksit
- teslim tesellüm
- tuz ekmek hakkı
- vecibe
- verecek
- veresiye
- yükümlülük
- zimmet
- zorunluluk
HECELEME
zim-met ZİMMET KELİMESİNİN ANLAMLARI
- [isim] Üstünde olan şey
- [isim] Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara veya para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para veya eşya
- [isim] Bir kimsenin yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para
- [isim] Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük