kadar

Köken: Arapça (ḳadar)
[edat] Ölçüsünde, derecesinde
KADAR İLE BENZER OLAN KELİMELER
KADAR İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
böyle
daha
değin
dek
takriben
HECELEME
ka-dar
KADAR KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [edat] Ölçüsünde, derecesindeÖrnek: Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar da genç işidir. [Sait Faik Abasıyanık]
  2. [edat] Büyüklüğünde, genişliğindeÖrnek: Avuç içi kadar yer.
  3. [edat] DekÖrnek: Saat ona kadar sokaklarda gezdi. [Peyami Safa]
  4. [edat] GibiÖrnek: İstanbul'un balıkları kadar balıkçıları da hoştur. [Sait Faik Abasıyanık]
  5. [edat] DenliÖrnek: Bu merdivenleri yapıldığı günden beri bu kadar telaşla çıkmamışımdır. [Yusuf Ziya Ortaç]
  6. [edat] Süre belirten bir sözÖrnek: Bu minval üzere yedi ay kadar geçti, geçmedi. [Refik Halit Karay]
  7. [zarf] Miktarda, derecedeÖrnek: İçinde biriken hayat bazen taşacak kadar çok oluyor. [Halide Edip Adıvar]
  8. [zarf] Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten sözÖrnek: Kantara'nın önünde yüz kadar düşman çadırı kurulmuştu. [Falih Rıfkı Atay]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: