zil
Köken: Farsça (zil)
[isim] İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç
ZİL İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- afyonlu
- akşamcı
- akşamdan kalma
- akşamdan kalmış
- alkolik
- alkollü
- ayyaş
- başı dumanlı
- bekri
- biracı
- bulut
- bulut gibi
- coşkun
- çağanoz
- çakırkeyif
- demkeş
- dumanlı
- dut
- esrik
- evliya
- fıçı
- fitil
- fitil gibi
- gibi
- gök kandil
- gündüzcü
- harabati
- harap
- harman
- hay
- hayalet
- içici
- içkici
- içkili
- ispirtocu
- kafası dumanlı
- kandil
- kandilli
- kelle
- keyif
- keyif hâli
- kırba
- kozmonot
- köftün
- küfelik
- küp
- küp gibi
- küplü
- küskütük
- kütük gibi
- leş gibi sarhoş
- mahmur
- mastor
- mastur
- matiz
- mazot
- mest
- mutlu
- paşa
- pestil
- peygamber
- pilot
- rakıcı
- sermest
- şarapçı
- taş gibi
- tayyare
- tıpa
- turşu
- tütsülü
- uçak
- vapur
- yüklü
- zil
- zom
- zurna gibi
- abazan
- aç
- aç biilaç
- batakçı
- batkın
- behresiz
- beş parasız
- bibehre
- bitik
- bitli
- cıbıl
- çıplak
- çulsuz
- dek
- devlet düşkünü
- dişsiz
- donsuz
- düşkün
- ekmeksiz
- eli dar
- ezgin
- fakir
- fodlacı
- fukara
- geda
- hafif
- hasta
- kılkuyruk
- kokoroz
- kokoz
- kösele
- kötü
- kuskunsuz
- kuskunu düşük
- lümpen
- mahrum
- mangırsız
- meteliksiz
- muhtaç
- müflis
- nasipsiz
- ocaksız
- on parasız
- parasız
- perişan
- pulsuz
- sefil
- sersefil
- temiz
- tın tın
- tıngır
- tırıl
- varlıksız
- yetersiz
- yok yoksul
- yoksun
- yoksuz
- yolsuz
- zil
- züğürt
- züğürtlemek
HECELEME
zil ZİL KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] İşaret vermek, uyarmak, çağırmak için kullanılan ve bir çan ile bu çana vuran bir tokmaktan oluşan, elle veya başka düzenlerle işletilebilen araç
- [isim] [müzik] Birbirine çarparak ses çıkartmak için parmaklara veya tefin kasnağındaki deliklere takılan yuvarlak, metal nesneÖrnek: Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle / Her kalbi dolduran zile, her sineden ole!
- [sıfat] [argo] Parasız
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük