zayıflamak
[fiil] [nesnesiz] Zayıf duruma gelmek
ZAYIFLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- arıklamak
- arıklaşmak
- avurdu avurduna geçmek
- avurtları birbirine geçmek
- avurtları çökmek
- bir iğne bir iplik olmak
- boynu armut sapına dönmek
- bozulmak
- cılızlaşmak
- çirozlaşmak
- çökmek
- çöpe dönmek
- çürümek
- dal gibi kalmak
- derisi kemiklerine yapışmak
- düdük gibi kalmak
- düşkünleşmek
- düşmek
- erimek
- gözleri çukura gitmek
- gözleri çukura kaçmak
- güçsüz düşmek
- hay hayı gitmek vay vayı kalmak
- iğne ipliğe dönmek
- incelmek
- insanlıktan çıkmak
- iskeleti çıkmak
- kaburgaları çıkmak
- kaburgaları sayılmak
- kadidi çıkmak
- kağşamak
- kemikleri sayılmak
- kilo vermek
- kurumak
- sıskalaşmak
- sıskası çıkmak
- sölpümek
- süzgünleşmek
- süzülmek
- tazılaşmak
- tazıya dönmek
- telesimek
- tiridi çıkmak
- vücuttan düşmek
- zayıf düşmek
- zebunlaşmak
ZAYIFLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acılanmak
- acılaşmak
- acımak
- ağırlaşmak
- ayrışmak
- bayatlamak
- bozunmak
- böceklenmek
- böcelenmek
- cılk çıkmak
- cılkı çıkmak
- cılklaşmak
- cıvıklaşmak
- cıvımak
- çözünmek
- donmak
- ekşimek
- eprimek
- eskimek
- geçmek
- içi geçmek
- infisah etmek
- karıncalanmak
- kepeklenmek
- kesilmek
- kırağı çalmak
- kırağı vurmak
- koflaşmak
- kokmak
- kokuşmak
- kötülemek
- kurtlanmak
- küf bağlamak
- küf tutmak
- küflenmek
- pamuklanmak
- pörsümek
- pörtlemek
- sasımak
- sirkeleşmek
- soğuk çalmak
- şekerlenmek
- taaffün etmek
- tefessüh etmek
- turşu olmak
- turşulaşmak
- yaralanmak
- yıpranmak
- zayıflamak
- açı
- akıl
- alışmak
- amme efkârı
- ana fikir
- anlayış
- apışmak
- âşık olmak
- azalmak
- azaltmak
- bakım
- bakış açısı
- baş aşağı gelmek
- baş aşağı gitmek
- benimsemek
- bilimsel düşünce
- boylamak
- bulunmak
- çakılmak
- damlamak
- devrilmek
- dinmek
- doğmak
- dökülmek
- düşkün olmak
- düşün
- düşünce
- düşünme
- düşünüş
- efkâr
- efkârıumumiye
- eksilmek
- endişe
- fırsat bulmak
- fikir
- fingirdemek
- gelmek
- gitmek
- göçmek
- görüş
- görüş açısı
- göz
- hesap
- içtihat
- ide
- idea
- iki seksen uzanmak
- imgeleme
- inmek
- kamuoyu
- kapaklanmak
- kaygı
- kaymak
- kovulmak
- kötüleşmek
- mezhep
- mülahaza
- mülahazat
- mütalaa
- nakavt olmak
- nazar
- noktainazar
- ölmek
- pencere
- platform
- rastlaşmak
- rey
- sakıt olmak
- sapır sapır dökülmek
- serilmek
- ses
- sukut etmek
- tahayyül
- tefekkür
- teker meker yuvarlanmak
- tekerlenmek
- telakki
- tepesi aşağı gitmek
- tepetakla gitmek
- tepetakla yuvarlanmak
- ters pers olmak
- ucuzlamak
- uçmak
- uğramak
- uğraşmak
- umumi efkâr
- uymak
- ütopya
- varidat
- vurmak
- yağmak
- yansımak
- yenilmek
- yeri öpmek
- yığılıp kalmak
- yığılmak
- yıkılmak
- yitmek
- yuvarlanmak
- zaviye
- zayıflamak
- zihniyet
- züğürtlemek
HECELEME
za-yıf-la-mak ZAYIFLAMAK KELİMESİNİN ANLAMI VE BİR ÖRNEK
- [fiil] [nesnesiz] Zayıf duruma gelmekÖrnek: Biraz zayıflamış, kolalı beyaz yakalığı bollaşmıştı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük