zayıf

Köken: Arapça (żaʿīf)
[sıfat] Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
ZAYIF İLE BENZER OLAN KELİMELER
ZAYIF İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
algın
arık
bilgisiz
cılız
cırboğa
çalı
çelimsiz
çir
çiroz
çürük
fakir
fasulye sırığı gibi
gibi
güçsüz
ince
iskelet
kadit
kak
kaknem
kara kuru
karga gibi
kavruk
kırık
kimsesiz
kuru
mumya
mumya gibi
nahif
sarartma
sırım gibi
sönük
süzgün
süzük
takatsiz
tazı gibi
tirit
tirit gibi
verimsiz
yanık
yorgun
zebun
HECELEME
za-yıf
ZAYIF KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [sıfat] Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)Örnek: Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. [Sermet Muhtar Alus]
  2. [sıfat] Görevini yapacak yeterli gücü olmayanÖrnek: Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf.
  3. [sıfat] [mecaz] Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayanÖrnek: Zayıf bir yapı.
  4. [sıfat] [mecaz] Önemli, güvenilir olmayanÖrnek: Zayıf bir bilgi.
  5. [sıfat] [mecaz] Çok azÖrnek: Zayıf bir ihtimal.
  6. [sıfat] Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olanÖrnek: Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık.
  7. [isim] Başarısızlığı gösteren not
  8. [isim] [mecaz] Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksizÖrnek: Zayıf bir öğretmen.
  9. [isim] [mecaz] Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayanÖrnek: Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu. [Aka Gündüz]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: