yontmak
[fiil] [-i] Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek
YONTMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YONTMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- almak
- başarmak
- budamak
- elde etmek
- elemek
- eritmek
- fethetmek
- hakkından gelmek
- hayran etmek
- ifadesini almak
- ihya olmak
- iktisap etmek
- iyi etmek
- kâr etmek
- kementlemek
- kırpmak
- mağlup etmek
- mars etmek
- mat etmek
- muvaffak olmak
- nemalanmak
- oyun almak
- oyunu almak
- ödül almak
- para basmak
- para kesmek
- para kırmak
- partiyi vurmak
- sabunlamak
- sağmak
- sıraya dizmek
- sızdırmak
- temize havale etmek
- temizlemek
- utmak
- üstün gelmek
- ütmek
- yenmek
- yıkmak
- yolunu bulmak
- yontmak
- yutmak
- zar almak
- açmak
- almak
- ayırmak
- balta vurmak
- baltalamak
- bıçak atmak
- bıçaklamak
- biçki yapmak
- biçmek
- bölmek
- budamak
- çalmak
- çelmek
- çentik açmak
- çentik atmak
- çırpmak
- dikiz etmek
- dilim dilim etmek
- dilimlemek
- dilmek
- doğramak
- durdurmak
- durmak
- eksiltmek
- etkilemek
- filizlemek
- flört etmek
- gedmek
- kabaklamak
- kapamak
- karar vermek
- katetmek
- kertiklemek
- kertmek
- kesinmek
- kırkmak
- kırpmak
- kıymak
- makas vurmak
- makaslamak
- neşterlemek
- oymak
- öldürmek
- önlemek
- özetlemek
- rendelemek
- soymak
- susmak
- sünnet etmek
- tedavi etmek
- tıraş etmek
- tırpanlamak
- tomurmak
- uçurmak
- vurmak
- yaralamak
- yarmak
- yarmalamak
- yayımlamak
- yermek
- yok etmek
- yontmak
- abayı sermek
- açıktan para almak
- ağırlık olmak
- ağzına verilmesini beklemek
- ağzına verilmesini istemek
- ağzından lokmasını almak
- arkasına almak
- arkasını dayamak
- arkasını vermek
- arpalık yapmak
- aşılanmak
- atlama taşı yapmak
- bal alacak çiçeği bilmek
- bencil olmak
- bencillik etmek
- çerezlenmek
- çimlenmek
- çöplenmek
- dara boğmak
- derisini yüzmek
- düğün pilavıyla dost ağırlamak
- ekmeğini yemek
- el kazanıyla aş kaynatmak
- eline bakmak
- faydalanmak
- geçinmek
- hazıra konmak
- hazırdan yemek
- iliğini kemirmek
- istifade etmek
- istismar etmek
- işini bilmek
- işkembesini düşünmek
- iyilik görmek
- kadrini bilmek
- kan alacak damarı bilmek
- kanını emmek
- kaymağını almak
- kendine yontmak
- koltukta olmak
- kötüye kullanmak
- kullanmak
- külah kapmak
- maşa gibi kullanmak
- müstefit olmak
- nasibini almak
- nasiplenmek
- omzuna binmek
- para çekmek
- parasını yemek
- parsayı başkası toplamak
- posasını çıkarmak
- rampalamak
- sayesinde sayeban olmak
- sebeplenmek
- sefasını sürmek
- sırtından geçinmek
- sırtını dayamak
- sinekten yağ çıkarmak
- sömürmek
- süpürmek
- tatmak
- yamanmak
- yemek
- yemlenmek
- yontmak
- ziftlenmek
HECELEME
yont-mak YONTMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmekÖrnek: Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.
- [fiil] [mecaz] Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmakÖrnek: Hacı Bey'i yontacak, ondan bir hayli fazla para sızdıracaktı.
- [fiil] [mecaz] Bir şeyi kendi görüşüne göre değerlendirmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük