yazmak
[fiil] [-i] Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak
YAZMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- beyaza çekmek
- bildirmek
- cızıktırmak
- çekmek
- çızıktırmak
- çiziktirmek
- daktilo etmek
- derkenar etmek
- dizeleştirmek
- dizmek
- doldurmak
- döktürmek
- döşenmek
- dövmek
- eli kalem tutmak
- fişini tutmak
- fişlemek
- geçirmek
- haber geçmek
- imla etmek
- inşa etmek
- kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- kaleme kâğıda sarılmak
- kaleme sarılmak
- kaleminden kan damlamak
- karalamak
- kayda geçirmek
- kaydetmek
- kazımak
- koymak
- kütüğe geçirmek
- not almak
- not düşmek
- not etmek
- not tutmak
- öykülemek
- romanlaştırmak
- sermek
- söylemek
- süslemek
- tahkiye etmek
- tarih atmak
- tarih düşürmek
- tarihlendirmek
- tebyiz etmek
- telif etmek
- temize çekmek
- tescil etmek
- tespit etmek
- tuğra çekmek
- yazıp çizmek
- yazıya dökmek
- zabıt tutmak
YAZMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açığa vurmak
- açık konuşmak
- açık söylemek
- açıklamak
- açılmak
- ağzında bakla ıslanmamak
- ağzından baklayı çıkarmak
- ağzından dökülmek
- ağzından kaçırmak
- aksettirmek
- aktarmak
- arz etmek
- askıya çıkarmak
- aşikâr etmek
- bağırtmak
- beyan etmek
- car etmek
- carlamak
- çan çalmak
- çarpmak
- çözülmek
- davul çalmak
- davul dövmek
- değirmek
- demeç vermek
- dökülmek
- duyurmak
- düşüncesini açmak
- getirmek
- haber göndermek
- haber salmak
- haber uçurmak
- haber vermek
- haber yollamak
- haberdar etmek
- ifşa etmek
- ihbar etmek
- ikrar etmek
- ilam etmek
- ilan etmek
- iletmek
- ipucu vermek
- iş vermek
- işittirmek
- itiraf etmek
- izhar etmek
- kalbini açmak
- malumat vermek
- mektup atmak
- mesaj bırakmak
- meydana vurmak
- muştulamak
- müjde götürmek
- müjde koşturmak
- müjde vermek
- müjdelemek
- mülakat vermek
- okumak
- ortaya dökmek
- rapor vermek
- salık vermek
- sır sızdırmak
- sır vermek
- sızdırmak
- şakımak
- tamim etmek
- tebliğ etmek
- tebşir etmek
- tefhim etmek
- tekmil vermek
- tel çekmek
- telefon açmak
- telefon etmek
- telefonlaşmak
- telgraf çekmek
- tellal çağırtmak
- tellemek
- tüyo vermek
- ulak çıkarmak
- yansıtmak
- yayımlamak
- yaymak
- yazışmak
- yazmak
- yetiştirmek
- yırtılmak
- yırtmak
- addetmek
- almak
- andırmak
- asılmak
- büzülmek
- cezbetmek
- çekelemek
- çekişmek
- çekiştirmek
- damıtmak
- daralmak
- dayanmak
- eksilmek
- ezmek
- film çekmek
- gitmek
- gol atmak
- göndermek
- götürmek
- hayran etmek
- içmek
- kaldırmak
- katlanmak
- kısalmak
- kolan çekmek
- koparmak
- küçülmek
- maruz kalmak
- ölçmek
- sarkıtmak
- sıvamak
- sıyırmak
- sündürmek
- sürmek
- sürüklemek
- sürünmek
- taşımak
- tedavi etmek
- uzatmak
- üstlenmek
- vermek
- vurmak
- yazmak
- yedeğe almak
- yedek çekmek
- yedeklemek
- yedekte çekmek
- yısa etmek
- yürütmek
- ağzını burnunu dağıtmak
- akort etmek
- Allah yarattı dememek
- altı okka etmek
- aşağı almak
- ayağının altına almak
- ayıklamak
- benzetmek
- biçimlemek
- bohçalamak
- bombalamak
- buruşturmak
- canını çıkarmak
- coplamak
- çarpmak
- çekiçlemek
- çenesini dağıtmak
- darbetmek
- dayak atmak
- dayak yemek
- dipçiklemek
- dipçiklenmek
- dövülmek
- düzeltmek
- ele almak
- eşek sudan gelinceye kadar dövmek
- ezmek
- façasını almak
- falakaya çekmek
- falakaya vurmak
- falakaya yatırmak
- falakaya yıkmak
- haddini bildirmek
- hakkından gelmek
- hastanelik etmek
- hastanelik olmak
- hesabını görmek
- hırpalamak
- hırpalanmak
- ıslatmak
- içirmek
- ifadesini almak
- işini görmek
- işlemek
- kafasını kırmak
- kamçı çalmak
- kamçılamak
- kamçılanmak
- karıştırmak
- katlamak
- kemiklerini kırmak
- kırbaçlamak
- kırbaçlanmak
- kırmak
- komalık etmek
- kötek atmak
- kötek yemek
- kuyruğunu tava sapına çevirmek
- leşini çıkarmak
- leşini sermek
- mandallamak
- marizlemek
- meydan dayağı atmak
- muştalamak
- nakavt etmek
- okşamak
- örselemek
- paçavrasını çıkarmak
- paçavraya çevirmek
- parsellemek
- pastırmasını çıkarmak
- pataklamak
- pestilini çıkarmak
- posasını çıkarmak
- pöstekisini sermek
- sıra dayağı çekmek
- silkelemek
- sopa atmak
- sopa çekmek
- sopa yemek
- sopalamak
- Tanrı yarattı dememek
- tartaklamak
- tartaklanmak
- tekmelemek
- temizlemek
- tepelemek
- tokat yemek
- tokatlamak
- tokatlanmak
- toz etmek
- tozunu almak
- tozunu atmak
- tozunu silkelemek
- tozunu silkmek
- ufalamak
- vurmak
- yamulmak
- yazmak
- yemek
- yerden yere çalmak
- yerden yere vurmak
- yumruklamak
- yuvasını yapmak
- aldırmak
- asmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- doruklamak
- döşemek
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yazmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
- aharlamak
- allamak pullamak
- arma donatmak
- azarlamak
- bezeklemek
- bezemek
- cilalamak
- çiçeklemek
- dayayıp döşemek
- donamak
- donatmak
- döşemek
- dövme yapmak
- duvaklamak
- ebrulamak
- gelin yazmak
- gümüşlemek
- ışıklandırmak
- kınalamak
- makyaj yapmak
- maşalamak
- minelemek
- nakşetmek
- oyalamak
- parlatmak
- pullamak
- rimellemek
- savatlamak
- sövmek
- süsleyip püslemek
- tefriş etmek
- tellemek
- telleyip pullamak
- tezyin etmek
- varaklamak
- yaldızlamak
- yazmak
HECELEME
yaz-mak YAZMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmakÖrnek: Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu satırları yazıyorum.
- [fiil] Yazı ile anlatmak, yazıya dökmekÖrnek: Adresini bilmiyorum ki yazayım.
- [fiil] [-de] Yazar olarak görev yapmak
- [fiil] [nesnesiz] Yazı ile bildirmek, haber vermekÖrnek: Mağlubiyet Almanya'yı karıştırmış, gazeteler yazıyor.
- [fiil] Bir bilim veya edebiyat eseri oluşturmak
- [fiil] Sayaç vb. sayılarla niceliği belirtmek
- [fiil] KaydetmekÖrnek: Çocuğu okula yazdılar.
- [fiil] Bir göreve almakÖrnek: O delikanlıyı polis yazmışlar.
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] İnsanın geleceğini belirlemekÖrnek: Yazan böyle yazmış.
- [fiil] [halk ağzında] Gelinin yüzünü süslemekÖrnek: Kalem alıp kaşın gözün yazmalı.
- [fiil] [yardımcı fiil] Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluştururÖrnek: Düşeyazmak, öleyazmak.
- [fiil] [-i] [halk ağzında] Yaymak, sermek
- [fiil] [nesnesiz] AçmakÖrnek: Hamur yazmak.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük