yanlış
[isim] Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata
YANLIŞ İLE BENZER OLAN KELİMELER
YANLIŞ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- afacanlık
- aksaklık
- aksama
- alaca
- arıza
- ayıp
- bere
- bozukluk
- çaparız
- çarpıklık
- çil
- çizik
- çürüklük
- damga
- defo
- dil sürçmesi
- dil tutukluğu
- dilsizlik
- düşüklük
- eğrilik
- eksik
- eksik gedik
- eksiklik
- ezik
- faul
- galat
- galatımeşhur
- hafiflik
- halel
- illet
- kalan
- kara
- kir
- leke
- nakıslık
- noksanlık
- özür
- sakamet
- sakar
- sakatlık
- sehiv
- sekte
- şaibe
- taksirat
- talaz
- tedbirsizlik
- teltik
- tetir
- tıkanıklık
- tutukluk
- usulsüzlük
- vurgun
- vuruntu
- yalancılık
- yamukluk
- yanılma
- yanılsama
- yanıltı
- yanlış
- yanlışlık
- yaramazlık
- zühul
- zül
- ahraz
- akıntı çağanozu
- aksak
- alil
- apışak
- bacaksız
- bastıbacak
- bozuk
- çağanoz gibi
- çalık
- çolak
- çolpa
- davul çalsan işitmez
- dilsiz
- duvar
- duvar gibi
- dümeni eğri
- düztaban
- eksik
- engelli
- felçli
- genzek
- gibi
- harp malulü
- hasta
- inmeli
- kambur
- kambur zambur
- kolsuz
- köskötürüm
- kötürüm
- kulağı tıkalı
- kusurlu
- makrosefal
- malul
- malul gazi
- mefluç
- mikrosefal
- muallel
- nüzullü
- oturak
- özürlü
- paytak
- sağır
- sallabaş
- sarsak
- sokur
- sökel
- topal
- yanlış
- yarım
- yarım adam
- yatalak
- yirik
HECELEME
yan-lış YANLIŞ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hataÖrnek: Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım.
- [sıfat] Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalıÖrnek: Yanlış ve mantıksız hareketim bu suretle cezalanmalı.
- [zarf] Hatalı bir biçimdeÖrnek: Evime gitmek için, yanlış söyledim, gitmemek için vapurun kaçmasını bekliyordum.
- [sıfat] [felsefe] Biçimsel düşünme yasalarına uymayan, düşünülen şeyle uyuşmayan
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük