yabancı

[sıfat] Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi
YABANCI İLE BENZER OLAN KELİMELER
YABANCI İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
acemi
baro
bilgisiz
çıtak
didon
dünya
el
el kapısı
elgin
eloğlu
Frenk
garip
gâvur
gurbetçi
hafız
harbi
herif
herkes
ilgisiz
kelek
turist
yaban
yâd
yad eller
HECELEME
ya-ban-cı
YABANCI KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [sıfat] Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebiÖrnek: Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok. [Ruşen Eşref Ünaydın]
  2. [sıfat] Başka bir milletle ilgili olanÖrnek: Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. [Atatürk]
  3. [sıfat] Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özgeÖrnek: Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım. [Memduh Şevket Esendal]
  4. [sıfat] Tanınmayan, bilinmeyen, yadÖrnek: Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı. [Yusuf Ziya Ortaç]
  5. [sıfat] Aynı türden, aynı çeşitten olmayanÖrnek: Yağın içinde yabancı maddeler var.
  6. [sıfat] Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayanÖrnek: Bu uygulamanın yabancısıyım.
  7. [sıfat] Belli bir yere veya kimseye özgü olmayanÖrnek: Yabancı arabalar buraya park edemez.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: