yabancı
[sıfat] Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebi
YABANCI İLE BENZER OLAN KELİMELER
YABANCI İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alakasız
- aldırışsız
- aldırmaz
- amaçsız
- bihaber
- dalgacı
- dalgacı Mahmut
- dalgın
- dargın
- deliye her gün bayram
- duyumsuz
- dünya yıkılsa umurunda değil
- düşüncesiz
- eşek derisi gibi
- fikirsiz
- Fransız
- futbolcu
- fütursuz
- gamsız
- geniş
- gevşek
- hakikatsiz
- havai
- hevessiz
- heykel gibi
- hissiz
- içi geniş
- içine kapanık
- ilişkisiz
- kasavetsiz
- kaygısız
- kayıtsız
- kaytarıcı
- lakayt
- maksatsız
- meraksız
- mesuliyetsiz
- münzevi
- rahat
- sorumsuz
- şambaba
- tasasız
- tevekkel
- tırabzan babası
- umursamaz
- uygunsuz
- uzak
- vefasız
- vurdumduymaz
- yabancı
- yanından bile geçmemiş
- yeleme
- yersiz
- yönsüz
- yüreği geniş
HECELEME
ya-ban-cı YABANCI KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (kimse), bigâne, ecnebiÖrnek: Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok.
- [sıfat] Başka bir milletle ilgili olanÖrnek: Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir.
- [sıfat] Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özgeÖrnek: Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım.
- [sıfat] Tanınmayan, bilinmeyen, yadÖrnek: Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı.
- [sıfat] Aynı türden, aynı çeşitten olmayanÖrnek: Yağın içinde yabancı maddeler var.
- [sıfat] Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayanÖrnek: Bu uygulamanın yabancısıyım.
- [sıfat] Belli bir yere veya kimseye özgü olmayanÖrnek: Yabancı arabalar buraya park edemez.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük