yağdırmak
[fiil] [-i] Yağmasını sağlamak
YAĞDIRMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aldırmak
- asmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- döşemek
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yazmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
- acısını çıkarmak
- aktarmak
- arz etmek
- atlamak
- attırmak
- bahşetmek
- ballandırmak
- bastırmak
- başına çalmak
- bayılmak
- bırakmak
- çağırmak
- çalıştırmak
- çekmek
- çıkarmak
- çıkmak
- çiftleşmek
- dayamak
- devretmek
- dökülmek
- elden çıkarmak
- eline tutuşturmak
- evlendirmek
- gazlamak
- gelmek
- gezdirmek
- gönlünden kopmak
- görmek
- gözünü doyurmak
- hamletmek
- hediye etmek
- helal etmek
- helallik vermek
- hibe etmek
- iade etmek
- ikram etmek
- iletmek
- işlemek
- ithaf etmek
- iyi etmek
- kamanço etmek
- kıymak
- koklatmak
- lütfetmek
- ödemek
- öksürmek
- peşkeş çekmek
- sahip kılmak
- sarkıtmak
- satmak
- sebil etmek
- sıkıştırmak
- sökülmek
- sundurmak
- sunmak
- takdim etmek
- takılmak
- takmak
- temlik etmek
- teslim etmek
- tevcih etmek
- tevdi etmek
- toka etmek
- topraklandırmak
- toslamak
- tutmak
- tutuşturmak
- uçlanmak
- uzatmak
- vazgeçmek
- yağdırmak
- yandırmak
- yaymak
- yetiştirmek
- yırtılmak
- yöneltmek
- zarar etmek
- zula etmek
- akdetmek
- almak
- arada çıkarmak
- aradan çıkarmak
- attırmak
- bırakmak
- bina etmek
- bulunmak
- buyurmak
- cavlamak
- çevirmek
- çözmek
- dışarı çıkmak
- düzenlemek
- düzmek
- etmek
- evlendirmek
- eylemek
- geçirmek
- gerçekleştirmek
- geri kalmamak
- geri komamak
- gitmek
- görmek
- göstermek
- halk etmek
- halletmek
- hazırlamak
- icra etmek
- ifa etmek
- imal etmek
- inşa etmek
- işlemek
- ittihaz etmek
- kaptırmak
- kılmak
- kurmak
- mahvetmek
- meydana getirmek
- oluşturmak
- onarmak
- pişirmek
- sarkıtmak
- takılmak
- tatbik etmek
- tekvin etmek
- tesis etmek
- teşkil etmek
- uğratmak
- uygulamak
- üretmek
- vücuda getirmek
- vücut vermek
- yağdırmak
- yallah etmek
- yapıp etmek
- yaratmak
- yardım etmek
- yerine getirmek
HECELEME
yağ-dır-mak YAĞDIRMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Yağmasını sağlamak
- [fiil] [nesnesiz] Bir şeyi aralıksız ve ısrarlı bir biçimde yapmakÖrnek: Turhan mütemadiyen babasına, amcasına mektuplar yağdırıyor.
- [fiil] [nesnesiz] Vermek, söylemekÖrnek: Cemal Paşa, çılgın, Adana'ya, Afyon'a şiddetle emirler yağdırıyordu.
- [fiil] [-e] [nesnesiz] [mecaz] Bol miktarda vermek, sağlamakÖrnek: Bu fabrika piyasaya kumaş yağdırdı.
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Çok sayıda ortaya koymak, sürmekÖrnek: Çorbada tuzum bulunsun diyen para, eşya yağdırmıştı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük