ters
[sıfat] Gerekli olan duruma karşıt, zıt
TERS İLE BENZER OLAN KELİMELER
TERS İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alıngan
- asabi
- asi
- aznavur
- belalı
- bulaşık
- çarpık
- çeper
- çetin ceviz
- çıtak
- çifteli
- damarlı
- darılgan
- dırdırcı
- didişken
- dirliksiz
- dokuz köyden kovulmuş
- domuz gibi
- dövüşken
- hassas
- hazımsız
- hırçın
- hırıltıcı
- hoşgörüsüz
- huylu
- imtizaçsız
- inatçı
- ispenç horozu
- isyancı
- isyankâr
- itaatsiz
- itirazcı
- kara damaklı
- kargaşacı
- kavga kaşağısı
- kavgacı
- kırılgan
- küseğen
- limoni
- maraz
- mart havası gibi
- meymenetsiz
- mızıkçı
- müsamahasız
- ordubozan
- osuruğu cinli
- oyunbozan
- serkeş
- sinir küpü
- sinirli
- somurtkan
- sorutkan
- soyka
- suratsız
- şallak
- tabiatsız
- ters
- titiz
- toleranssız
- uzlaşmaz
- yırtıcı
- zilli
- abes
- alakasız
- alçak
- çat pat
- çatışık
- çelişik
- çelişken
- çelişkili
- çelişmeli
- çiğ
- çirkin
- damdan düşer gibi
- damdan düşercesine
- eğreti
- elverişsiz
- eşlemesiz
- fahiş
- faul
- halt
- ilgisiz
- insicamsız
- isabetsiz
- kel başa şimşir tarak
- körler mahallesinde ayna satmak
- mevsimsiz
- münasebetsiz
- Müslüman mahallesinde salyangoz satmak
- mütenakız
- namünasip
- namüsait
- olmadık
- rabıtasız
- sırasız
- ters
- tutarsız
- vakitli vakitsiz
- vakitsiz
- yakışıksız
- yamalı bohça
- yaraşıksız
- yersiz
- yolsuz
- zamanlı zamansız
- zamansız
HECELEME
ters TERS KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Gerekli olan duruma karşıt, zıt
- [isim] Bir şeyin içe gelen yanı, arkasıÖrnek: Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu.
- [isim] Kesici bir aletin kesmeyen yanıÖrnek: Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar.
- [isim] [mecaz] Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsizÖrnek: Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama.
- [isim] [mecaz] Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sertÖrnek: Ters adamın işi de ters gider.
- [isim] [mecaz] Bir şeyin aksi, karşıtıÖrnek: Anlattığının tersi anlaşılınca utandı.
- [isim] Hayvan pisliği
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük