saf
Köken: Arapça (ṣaff)
[isim] Dizi, sıra
SAF İLE BENZER OLAN KELİMELER
SAF İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ablavut
- abuli
- abullabut
- açık ağızlı
- ağzı açık
- ağzı açık ayran budalası
- ahlat
- akıllı
- aldanç
- alık
- allahlık
- andaval
- andavallı
- angut
- anlayışsız
- aptal
- armut
- armut gibi
- aval
- avanak
- aymaz
- ayran ağızlı
- ayran delisi
- balık
- baro
- basiretsiz
- beberuhi
- beceriksiz
- beyinsiz
- bihuş
- bilinçsiz
- bön
- budala
- cacık
- cennet öküzü
- çocuk gibi
- çolpa
- dallama
- dalyarak
- dangalak
- dar kafalı
- delege
- deli
- delişmen
- denyo
- deve
- dingil
- duman
- düdük
- düdük makarnası
- dümbelek
- ebleh
- enayi
- enayi dümbeleği
- eşek kafalı
- et kafalı
- ferasetsiz
- gabi
- gafil
- gazoz
- gebeş
- geri
- geri vites
- geri zekâlı
- gerzek
- göt
- gözü bağlı
- gözü kapalı
- hafız
- haşlama
- hesapsız
- hımbıl
- hır
- hırbo
- hırt
- hırtapoz
- hışır
- hindi
- horoz akıllı
- horoz kafalı
- hödük
- ıspanak
- ibiş
- idraksiz
- inek
- izansız
- kabak kafalı
- kafasız
- kakavan
- kalın kafalı
- kaşalot
- kaşkaval
- kaval
- kavrayışsız
- kaz
- kaz kafalı
- kek
- kelek
- kelle
- kereviz
- keriz
- kerkenez
- keş
- keten tohumu
- kısa görüşlü
- koyun bakışlı
- koyun dede
- koyun gibi
- kör
- kurukafa
- kuş
- kuş beyinli
- laf anlamaz
- malak
- mankafa
- mantar
- mantıksız
- marsıvan eşeği
- mayın
- öküz
- öküz gibi
- pilaki
- rabıtasız
- saçma
- saçmacı
- saf
- saftirik
- sağgörüsüz
- sağmal inek
- salak
- salatalık
- saloz
- sap
- seme
- seme tavuk
- sepet kafalı
- sersem
- sivri akıllı
- susak
- şaban
- şalgam
- şapşal
- şaşkın
- şavalak
- şuursuz
- tasma
- tedbirsiz
- tereyağı
- tın tın
- yahni
- yalak
- yarım akıllı
- zekâvet
- zihnî
- ak pak
- arık
- bakımlı
- bal dök de yala
- beyaz
- billur gibi
- buz gibi
- çiçek gibi
- dezenfekte
- elmas gibi
- gıcır gıcır
- ismet
- kar gibi
- kaymak gibi
- kılıklı
- lekesiz
- mikropsuz
- mis gibi
- misk gibi
- mum gibi
- musaffa
- namuslu
- nurlu
- ölü
- özenli
- pak
- pastörize
- pırıl pırıl
- pirüpak
- poker
- saf
- sağlıklı
- sakız gibi
- sili
- steril
- sterilize
- süt gibi
- şartlı
- temiz pak
- tiril tiril
- yoksul
- yunmuş arınmış
- yunmuş yıkanmış
HECELEME
saf SAF KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Dizi, sıraÖrnek: Bütün garsonlar saf teşkil edip selama dururlardı.
- [isim] Grup
- [sıfat] Katıksız, arı(ı), katışıksız, halis, hasÖrnek: Hiçbir yerde buradakinden daha saf ve berrak sulara tesadüf etmedim.
- [sıfat] [mecaz] Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdilÖrnek: Yenge, açık sözlü, saf bir kadıncağızdır.
- [sıfat] [mecaz] İyi niyetli, art niyetsizÖrnek: Senin bu kadar çocukça saf olduğunu bilmezdim.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük