sınıf
Köken: Arapça (ṣinf)
[isim] Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri
SINIF İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aile
- aksam
- askat
- ayrım
- bahis
- bap
- bent
- birim
- bölme
- bölük
- bölüntü
- cilt
- cüz
- çekmece
- daire
- dal
- departman
- devre
- esna
- familya
- fasıl
- fasıla
- fasile
- fıkra
- fırka
- filum
- göz
- hane
- hücre
- kısım
- kıta
- kolon
- kürsü
- loca
- madde
- mahalle
- modül
- oda
- paragraf
- parça
- parsel
- parti
- pasaj
- perde
- reyon
- sahne
- sayfa
- seksiyon
- sektör
- servis
- set
- sınıf
- sütun
- şerit
- şube
- tabaka
- tablo
- takım
- taksimat
- taraf
- tür
- yarı
- zaman
- alay
- âlem
- blok
- bölüngü
- cemaat
- çete
- davar
- ekip
- fırka
- fraksiyon
- güruh
- hergele
- hizip
- hücre
- kadro
- kalabalık
- kanat
- kast
- kategori
- katman
- kesim
- kesit
- kısım
- kitle
- klan
- klas
- klik
- kol
- komita
- kumpanya
- kuru kalabalık
- kuşak
- küme
- kütle
- lig
- lobi
- mahalle
- mahalleli
- mahfil
- makule
- mal
- millet
- mürettebat
- nahır
- ordu
- oymak
- öbek
- öğür
- örek
- parti
- posta
- sacayağı
- sel
- sınıf
- sosyal tabaka
- sürek
- sürü
- tabaka
- taban
- takım
- tayfa
- terkip
- tim
- topluluk
- toplumsal katman
- trup
- ulam
- ünite
- vurucu güç
- yâran
- yığın
- yılkı
- acemi ocağı
- akademi
- anaokulu
- biçki dikiş yurdu
- biçki yurdu
- çığır
- darülfünun
- dershane
- derslik
- dil laboratuvarı
- eğitim enstitüsü
- ekol
- enderun
- enstitü
- fakülte
- idadi
- ilkokul
- karma okul
- kolej
- konservatuvar
- kurs
- külliye
- lise
- medrese
- mektep
- meslek
- ortaokul
- otlak
- öğreti
- rüştiye
- sanat enstitüsü
- sanat okulu
- sınıf
- sultani
- talimgâh
- talimhane
- teşrihhane
- üniversite
- yurt
- yuva
- yüksekokul
HECELEME
sı-nıf SINIF KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biriÖrnek: Birinci sınıf öğrencileri.
- [isim] Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler
- [isim] Derslik
- [isim] Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biriÖrnek: Üçüncü sınıf bir gazeteciydi.
- [isim] [biyoloji] Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümüÖrnek: Memeliler, kuşlar, balıklar, omurgalılar dalının birer sınıfıdırlar.
- [isim] [mantık] Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği
- [isim] [toplum bilimi] Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klasÖrnek: Parter, her sınıftan insanla hıncahınç dolu idi.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük