süpürmek
[fiil] [-i] Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemek
SÜPÜRMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SÜPÜRMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açığa çıkarmak
- affetmek
- affeylemek
- aforoz etmek
- aforozlamak
- atmak
- ayağını kaydırmak
- ayağını kesmek
- ayakkabılarını çevirmek
- ayıklamak
- azletmek
- bağışlamak
- başından savmak
- bohçasını koltuğuna vermek
- çıkarmak
- defetmek
- deflemek
- dehlemek
- devirmek
- düşürmek
- ekmeğinden etmek
- ekmeğine göz dikmek
- ekmeğine göz koymak
- ekmeğiyle oynamak
- el çektirmek
- elemek
- emekliye ayırmak
- emekliye çıkarmak
- emekliye çıkartmak
- göndermek
- görevden almak
- haydamak
- hudut dışı etmek
- ışınlamak
- ihraç etmek
- istiskal etmek
- işten el çektirmek
- izin vermek
- izole etmek
- kapı dışarı etmek
- kapıyı göstermek
- kıçına tekmeyi atmak
- kıçına tekmeyi vurmak
- kıçına tekmeyi yapıştırmak
- kışlamak
- kızağa çekmek
- kovalamak
- kuyruğuna teneke bağlamak
- müdafaa etmek
- nefyetmek
- pabucunu eline vermek
- pabuçlarını çevirmek
- paçasından tutup atmak
- pasaportunu eline vermek
- posta etmek
- postalamak
- savmak
- sepet havası çalmak
- sepetlemek
- sınır dışı etmek
- sokağa atmak
- süpürmek
- sürgüne göndermek
- sürmek
- şut çekmek
- şutlamak
- tahttan indirmek
- tasfiye etmek
- tecrit etmek
- tehcir etmek
- tezkeresini eline vermek
- tırpan atmak
- tüydürmek
- uğratmak
- uzaklaştırmak
- yakadan atmak
- yol vermek
- yürütmek
- yüzdürmek
- ağartmak
- almak
- anlamak
- arıtmak
- başarmak
- bitirmek
- cımbızlamak
- çalkalamak
- çalkamak
- çırpmak
- çiti yapmak
- çitilemek
- çitmek
- çivitlemek
- çubuklamak
- dezenfekte etmek
- dövmek
- durulamak
- durultmak
- evsemek
- fırçalamak
- gasletmek
- gırgırlamak
- kabasını almak
- kaynatmak
- kazanmak
- kazımak
- kazınmak
- keselemek
- kırklamak
- killemek
- klorlamak
- köklemek
- kökünü kazımak
- liflemek
- mikropsuzlaştırmak
- ovmak
- öldürmek
- paklamak
- paspas yapmak
- paspaslamak
- pastörize etmek
- ponzalamak
- sabunlamak
- silip süpürmek
- silkelemek
- silkmek
- silmek
- sofrayı kaldırmak
- sterilize etmek
- sudan geçirmek
- suya göstermek
- süpürmek
- şartlamak
- taşlamak
- tedavi etmek
- tellemek
- temizlik yapmak
- tepirlemek
- tımar etmek
- tokaçlamak
- toz almak
- tozunu almak
- tozunu atmak
- tozunu silkelemek
- tozunu silkmek
- yalazlamak
- yıkamak
- yok etmek
- yumak
- altından girip üstünden çıkmak
- bitirmek
- boğmak
- dağarcıkta bir şey kalmamak
- dibini bulmak
- elemek
- eritmek
- ezmek
- geçmek
- gırla gitmek
- haklamak
- harcamak
- harcetmek
- ifna etmek
- istihlak etmek
- kullanmak
- kurutmak
- sarf etmek
- satıp savmak
- sıyırmak
- silip süpürmek
- sünnetlemek
- süpürmek
- taramak
- toz etmek
- ucunu bulmak
- yemek
- yiyip bitirmek
- yoğaltmak
- yormak
- abayı sermek
- açıktan para almak
- ağırlık olmak
- ağzına verilmesini beklemek
- ağzına verilmesini istemek
- ağzından lokmasını almak
- arkasına almak
- arkasını dayamak
- arkasını vermek
- arpalık yapmak
- aşılanmak
- atlama taşı yapmak
- bal alacak çiçeği bilmek
- bencil olmak
- bencillik etmek
- çerezlenmek
- çimlenmek
- çöplenmek
- dara boğmak
- derisini yüzmek
- düğün pilavıyla dost ağırlamak
- ekmeğini yemek
- el kazanıyla aş kaynatmak
- eline bakmak
- faydalanmak
- geçinmek
- hazıra konmak
- hazırdan yemek
- iliğini kemirmek
- istifade etmek
- istismar etmek
- işini bilmek
- işkembesini düşünmek
- iyilik görmek
- kadrini bilmek
- kan alacak damarı bilmek
- kanını emmek
- kaymağını almak
- kendine yontmak
- koltukta olmak
- kötüye kullanmak
- kullanmak
- külah kapmak
- maşa gibi kullanmak
- müstefit olmak
- nasibini almak
- nasiplenmek
- omzuna binmek
- para çekmek
- parasını yemek
- parsayı başkası toplamak
- posasını çıkarmak
- rampalamak
- sayesinde sayeban olmak
- sebeplenmek
- sefasını sürmek
- sırtından geçinmek
- sırtını dayamak
- sinekten yağ çıkarmak
- sömürmek
- süpürmek
- tatmak
- yamanmak
- yemek
- yemlenmek
- yontmak
- ziftlenmek
HECELEME
sü-pür-mek SÜPÜRMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir şeyin, bir yerin üstündeki çer çöp, toz toprak vb. şeyleri süpürge, fırça veya başka bir araçla toplamak, temizlemekÖrnek: Herif süpürge ile fesini süpürüp de şak şak eline vurdukça un çuvalı gibi tozuyordu.
- [fiil] [mecaz] Çıkarıp atmak, kovmakÖrnek: Yanında binlerce kurbanlık ile / Süpürdü düşmanı, bastı dayağı
- [fiil] [mecaz] Tüketmek, bitirmekÖrnek: Tatlıya öyle düşkünmüş ki geceleri usulcacık kalkar, tel dolaptaki muhallebiyi, revaniyi, kadayıfı ne bulursa hepsini süpürürmüş.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük