perde

Köken: Farsça (perde)
[isim] Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
PERDE İLE BENZER OLAN KELİMELER
PERDE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
aksu
bölüm
bürgü
çığ
deri
dönem
gergi
görüntülük
güneşlik
havale
hicap
ırz
kafes
tahta perde
yaşmak
HECELEME
per-de
PERDE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [isim] Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtüÖrnek: Durmadan pencere kapatıyor, perde çekiyorum. [Adalet Ağaoğlu]
  2. [isim] Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzeyÖrnek: Sinema perdesi. Karagöz perdesi.
  3. [isim] İki yeri birbirinden ayıran bölme
  4. [isim] Seste pes perdeÖrnek: Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı. [Ahmet Midhat]
  5. [isim] [mecaz] Doğruyu görmeye engel olan şeyÖrnek: Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi.
  6. [isim] [hayvan bilimi] Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
  7. [isim] [müzik] Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
  8. [isim] [müzik] Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
  9. [isim] [tıp] KataraktÖrnek: Gözlerine perde inmiş.
  10. [isim] [tiyatro] Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biriÖrnek: Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti. [Memduh Şevket Esendal]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: