parça

Köken: Farsça (pārçe)
[isim] Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey
PARÇA İLE BENZER OLAN KELİMELER
PARÇA İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
ayrıntı
bakla
beze
bölük
bölük pörçük
bölüm
cisimcik
cüz
çapak
çıkıntı
çıngı
diş
eklenti
esrar
ezgi
fasikül
forma
güzel
halka
hisse
kafile
kalem
kalıp
kesek
kesim
kesinti
kesir
kesme
kırık
kırıntı
kırpıntı
kısım
kıta
kıyıntı
kıymık
kitle
kuşbaşı
külçe
külte
küme
kütle
lokma
lop
nicelik
öge
pare
pazı
sayfa
sıyrıntı
şerha
tabaka
tane
tanecik
tike
topak
tozan
unsur
yama
yan
yaprak
yığın
yonga
yudum
zerre
zırnık
HECELEME
par-ça
PARÇA KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [isim] Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şeyÖrnek: Yolun bu parçası bozuk.
  2. [isim] Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, limeÖrnek: Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır. [Haldun Taner]
  3. [isim] Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modülÖrnek: On parçadan yapılmış bir oda takımı.
  4. [isim] TaneÖrnek: Üç parça elbiselik kumaş.
  5. [isim] PasajÖrnek: Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım. [Reşat Nuri Güntekin]
  6. [isim] Müzik eseri
  7. [isim] NesneÖrnek: Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı. [Ayla Kutlu]
  8. [isim] [mecaz] Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir sözÖrnek: Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun [Kemalettin Kamu]
  9. [isim] [argo] Güzel, alımlı kız veya kadın
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: