oymak
[fiil] [-i] Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmak
OYMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
OYMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- affetmek
- anlamak
- anmak
- atmak
- azaltmak
- bulmak
- dehlemek
- dışarı çıkmak
- göndermek
- görevden almak
- göstermek
- hastalanmak
- ihraç etmek
- kaldırmak
- kazımak
- konuşmak
- kovmak
- kusmak
- oymak
- oynatmak
- pabucunu eline vermek
- pabucunu ters giydirmek
- salıvermek
- sepetlemek
- soymak
- soyunmak
- sökmek
- tahliye etmek
- tarh etmek
- türetmek
- uzaklaştırmak
- üretmek
- vermek
- yayımlamak
- yok etmek
- yol vermek
- yürütmek
- alay
- âlem
- blok
- bölüngü
- cemaat
- çete
- davar
- ekip
- fırka
- fraksiyon
- güruh
- hergele
- hizip
- hücre
- kadro
- kalabalık
- kanat
- kast
- kategori
- katman
- kesim
- kesit
- kısım
- kitle
- klan
- klas
- klik
- kol
- komita
- kumpanya
- kuru kalabalık
- kuşak
- küme
- kütle
- lig
- lobi
- mahalle
- mahalleli
- mahfil
- makule
- mal
- millet
- mürettebat
- nahır
- ordu
- oymak
- öbek
- öğür
- örek
- parti
- posta
- sacayağı
- sel
- sınıf
- sosyal tabaka
- sürek
- sürü
- tabaka
- taban
- takım
- tayfa
- terkip
- tim
- topluluk
- toplumsal katman
- trup
- ulam
- ünite
- vurucu güç
- yâran
- yığın
- yılkı
- zümre
- aktarmak
- anız bozmak
- bel bellemek
- bellemek
- boğaz açmak
- çapalamak
- çift sürmek
- çizmek
- çukur açmak
- çukurlatmak
- derinleştirmek
- derinletmek
- deşelemek
- deşmek
- eşelemek
- eşelenmek
- eşinmek
- eşmek
- hakketmek
- herk etmek
- ikilemek
- kabartmak
- kirizma yapmak
- kirizmalamak
- kürelemek
- küremek
- kürümek
- nadas etmek
- oymak
- saban sürmek
- sürmek
- taraklamak
- tırmıklamak
- üçlemek
- almak
- ayırmak
- azaltmak
- balta vurmak
- baltalamak
- bıçak atmak
- bıçaklamak
- biçki yapmak
- biçmek
- bölmek
- budamak
- çalmak
- çelmek
- çentik açmak
- çentik atmak
- çentiklemek
- çentmek
- çırpmak
- dikiz etmek
- dilim dilim etmek
- dilimlemek
- dilmek
- doğramak
- durdurmak
- durmak
- eksiltmek
- etkilemek
- filizlemek
- flört etmek
- gedmek
- kabaklamak
- kapamak
- karar vermek
- katetmek
- kertiklemek
- kertmek
- kesinmek
- kırkmak
- kırpmak
- kıymak
- makas vurmak
- makaslamak
- neşterlemek
- oymak
- öldürmek
- önlemek
- özetlemek
- rendelemek
- soymak
- susmak
- sünnet etmek
- tedavi etmek
- tıraş etmek
- tırpanlamak
- tomurmak
- uçurmak
- vurmak
- yaralamak
- yarmak
- yarmalamak
- yayımlamak
- yermek
- yok etmek
- yontmak
HECELEME
oy-mak OYMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Keskin, sivri uçlu bir cisimle bir şeyi yontarak veya delerek çukur oluşturmakÖrnek: Bir ağaç kütüğünü keser, oyar, nakışlayıp bezerdi.
- [fiil] Kumaş vb.ni girintili bir biçimde kesmekÖrnek: Gömleğin yakasını ve koltuğunu biraz oydu.
- [fiil] [argo] Bıçaklayarak yaralamak
- [fiil] [argo] Kazıklamak
- [isim] Aşiret
- [isim] İzcilikte küçük birlikÖrnek: Oymak beyi.
- [isim] [gök bilimi] Hemen hemen benzer veya aynı tür yıldızlardan oluşmuş, samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük