kak
[isim] [halk ağzında] Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşu
KAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- abis
- adi
- ark
- azmak
- baran
- boğum
- cetvel
- çekik
- çökek
- çökük
- çöküntü
- çukurluk
- dere
- derin
- deşik
- düşüklük
- evlek
- falez
- gamze
- girinti
- göçük
- havuz
- havza
- hendek
- ineç
- ingin
- kak
- kanal
- kanalizasyon
- kanyon
- karık
- kasis
- kazamat
- kepez
- kesik
- kıç
- kireç kuyusu
- kovuk
- koyak
- krater
- kuru kuyu
- kuyu
- lağım
- mezar
- obruk
- oluk
- oyuk
- siper
- sokur
- şarampol
- tandır
- tekne
- temel
- uçurum
- vadi
- varta
- yalpak
- yar
- yarıntı
- yatak
- yüzme havuzu
- algın
- arık
- bilgisiz
- bir torba kemik
- burnunu sıksan canı çıkacak
- canlı cenaze
- cenaze gibi
- cılız
- cırboğa
- cimbakuka
- çalı
- çelimsiz
- çırpı gibi
- çir
- çiroz
- çöp gibi
- çöpten çelebi
- çürük
- dal gibi
- dayanıksız
- değnek gibi
- enez
- eneze
- etsiz
- fakir
- fasulye sırığı gibi
- gibi
- güçsüz
- ince
- ince kesim
- ince yapılı
- inceden
- incerek
- insan kurusu
- iskelet
- iskelet gibi
- kadit
- kafes gibi
- kak
- kaknem
- kara kuru
- kara maşa
- karga gibi
- kavruk
- kemikli
- kırık
- kimsesiz
- kurada
- kuru
- kuru kemik
- kürdan gibi
- lagar
- maşa gibi
- mezar kaçkını
- mumya
- mumya gibi
- nahif
- püf desen uçacak
- sarartma
- sırım gibi
- sıska
- solucan gibi
- sönük
- süzgün
- süzük
- takatsiz
- tazı gibi
- teneşir horozu
- teneşir kargası
- tirit
- tirit gibi
- verimsiz
- yağsız
- yanık
- yorgun
- zayıf nahif
- zebun
HECELEME
kak KAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] [halk ağzında] Elma, armut vb. meyvelerin kurutulmuşuÖrnek: İki sipahinin yancıklarında biraz peksimet, biraz da dut kakı olduğu hâlde daha bir lokma yemiş değillerdi.
- [sıfat] [mecaz] Zayıf ve kuru (kimse)
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük