hain
Köken: Arapça (ḫāʾin)
[sıfat] Hıyanet eden (kimse)
HAİN İLE BENZER OLAN KELİMELER
HAİN İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adi
- ağır
- ahlaksız
- akidesi bozuk
- akrep gibi
- aşağı
- aşağılık
- ayarı bozuk
- bayağı
- bedhah
- bednam
- besleme
- cibilliyetsiz
- cudam
- çirkef
- daltaban
- domuz
- dun
- dümbük
- dürzü
- erdemsiz
- erzel
- faziletsiz
- fena
- fırsat düşkünü
- fiili bozuk
- firavun
- folluk
- fürumaye
- geçmişi kandilli
- geçmişi kınalı
- gıllıgışlı
- gizli sıtma
- gönlü kara
- gözü göz değil
- habis
- hain
- hamiyetsiz
- hapishane kaçkını
- harın
- hayâsız
- haysiyetsiz
- herif
- herifçioğlu
- hırlı
- hor
- ırz düşmanı
- ırzı kırık
- iblis
- içi çıfıt çarşısı
- iffetsiz
- iğrenç
- insan müsveddesi
- istismarcı
- kahpe
- kahpenin dölü
- kalp
- kanı bozuk
- kansız
- karaktersiz
- karnıkara
- kenef
- kepaze
- kızıl iblis
- komprador
- köpek
- köpek soyu
- kötücül
- kötülükçü
- kundakçı
- küçük
- lain
- lanetli
- maksatlı
- mal
- malın gözü
- maskara
- mayası bozuk
- melun
- mostralık
- müptezel
- mütecaviz
- nankör
- nekes
- niyeti bozuk
- onursuz
- orospu çocuğu
- orostopol
- ölüsü kandilli
- ölüsü kınalı
- önünde ardında gidilmez
- pabuçtan aşağı
- paçoz
- perdesiz
- pespaye
- pezevenk
- rezil
- rüsva
- sabıkalı
- sarı çıyan
- seciyesiz
- sefih
- sefil
- serseri
- seviyesiz
- siktirici
- silisiz
- soysuz
- süfli
- süprüntü
- sütsüz
- sütü bozuk
- şerbetli
- şerefsiz
- şerir
- tezkiyesi bozuk
- tıynetsiz
- uygunsuz
- vakarsız
- vurguncu
- yalancı
- yezit
- yılan
- allahsız
- amansız
- ayağının bastığı yerde ot bitmez
- aznavur gibi
- biaman
- canavar
- cani
- cebbar
- ceberut
- cellat
- cellat gibi
- diktatör
- dinsiz
- domuz
- duygusuz
- ejderha gibi
- elezer
- eli sopalı
- fena kalpli
- gâvur
- hain
- haşin
- hınzır
- hissiz
- hunhar
- hunriz
- imanı yok
- imansız
- insafsız
- insaniyetsiz
- işkenceci
- kâfir
- kalpsiz
- kamçılı
- kasap
- katı yürekli
- kırıcı
- kıyak
- kıyıcı
- merhametsiz
- moskof
- mürüvvetsiz
- müteaddi
- mütehakkim
- nemrut
- pek yürekli
- sadik
- sadist
- şefkatsiz
- taş yürekli
- tiran
- vicdansız
- yüreği katı
- yüreği pek
- zalim
- zebunküş
- zorba
- acı
- adi
- ağılı
- aşağı
- aynasız
- badem
- bakır çalığı
- bayağı
- bed
- belalı
- berbat
- besbeter
- beş beter
- bet
- beter
- bitik
- bok
- bok üstün bok
- boktan
- bombok
- boru
- bozuk
- cenabet
- çarşaf
- çirkef
- dandik
- dik âlâsı
- dokuncalı
- duman
- düşük
- edna
- ele alınmaz
- evlere şenlik
- facia
- fasit
- feci
- felaket
- fena
- foto
- habis
- hain
- hava
- hazin
- ıskarta
- içten pazarlıklı
- iğrenç
- ingin
- iş yok
- ite atsan yemez
- kaba
- kahpe
- kaka
- kan kırmızı
- kara
- kargışlı
- kem
- kesik
- kırık
- kirli
- korkunç
- kötücül
- lanet
- madara
- mantar
- marda
- mayası bozuk
- mekruh
- melun
- meret
- mezbele
- mikrop
- muzır
- muzur
- nadan
- nahoş
- niteliksiz
- olağanüstü
- olumsuz
- paspal
- pis
- pislik
- rezalet
- rezil
- sıhhatsiz
- şeni
- şirret
- tahripkâr
- tehlikeli
- tiksindirici
- vahim
- yaman
- yavuz
- yengen
- yetersiz
- yıkıcı
- yoksul
- zalim
- zehirli
- zıkkım
- ziyankâr
HECELEME
ha-in HAİN KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Hıyanet eden (kimse)Örnek: Bu anlayışsızlığa ve bu vatan hainlerine vahvahlanır, acır gibiydiler.
- [sıfat] Zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan (kimse)Örnek: Siz galip olduğunuz için cesur ve hain görünüyorsunuz.
- [sıfat] Kötü niyeti olan
- [ünlem] Sitemli bir seslenme sözüÖrnek: Hain! Biz seninle böyle mi konuşmuştuk?
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük