fesat
Köken: Arapça (fesād)
[isim] Bozukluk
FESAT İLE BENZER OLAN KELİMELER
FESAT İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- anarşist
- arabozan
- asi
- baltalayıcı
- başkaldırıcı
- boykotçu
- bölgeci
- bölücü
- cazgır
- cizvit
- fasit
- fesat
- fesat kumkuması
- fesatçı
- fettan
- fitilci
- fitne kumkuması
- gösterici
- hizipçi
- ırkçı
- ihtilalci
- isyancı
- isyankâr
- karaçalı
- kışkırtıcı ajan
- klikçi
- komplocu
- körükçü
- körükleyici
- kundakçı
- militan
- muharrik
- mukavim
- müşevvik
- nihilist
- nümayişçi
- oyunbozan
- provokatör
- sabotajcı
- suikastçı
- tahrikçi
- tahripkâr
- tedhişçi
- terörist
- teşvikçi
- teşvikkâr
- yıkıcı
- alavere
- ana baba günü
- anafor
- anarşi
- arbede
- başıboşluk
- başıbozukluk
- başsızlık
- curcuna
- çalkantı
- çıngar
- dalgalanma
- erksizlik
- fesat
- fetret
- gürültü
- gürültü patırtı
- har hur
- hayhuy
- hengâme
- hercümerç
- ifsat
- ihtilal
- istikrarsızlık
- isyan
- kaba kuvvet
- kaos
- karambol
- kargaşalık
- karışıklık
- keşmekeş
- kıyam
- kıyamet
- kızılca kıyamet
- kör dövüşü
- kundak
- mahşer
- miting
- niza
- nizamsızlık
- patırtı
- sertlik
- şiddet
- şiddet olayı
- tedhiş
- telaş
- tepişme
- terör
- teşevvüş
- velvele
- vurtut
- yürüyüş
HECELEME
fe-sat FESAT KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] BozuklukÖrnek: Mide fesadı. Ahlak fesadı.
- [isim] Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculukÖrnek: Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler.
- [isim] Hile
- [sıfat] Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)Örnek: Sen de ne fesat adamsın!
- [sıfat] Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)Örnek: Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük